Yıllardan beri merak ederim hala da ediyorum onun için sizlere sormak isterim.

Karaborsa, stokçuluk ve fırsatçılıkla milleti soyanların; diğer hırsızlardan ne farkı var?..

Ancak biri para cezasıyla kurtuluyor, diğeri hapis yatıyor…

Hep söyledik, dinletemedik!..

Enflasyonun patlamasıyla birlikte; stokçuluk yaptığı medyaya yansıyan,

fiyat etiketi değiştirmekle baş edemeyen ve uyarılara rağmen fahiş fiyatla mal satmaktan hiç çekinmeyen bazı zincir marketler, ağır para cezalarına rağmen bu ticari ahlaksızlıktan vazgeçti mi?..

Mesela Ordu Valiliği, bu yıl içinde yüzün üzerinde işletmede binin üzerinde ürünle ilgili denetleme idari parası uygulandığını açıklamıştı.

Demek istediğim de bu zaten!..

Devlet denetliyor ama idari para cezalarıyla bu ahlaksızlık önlenmiyor…

Bu ülkede, karaborsacılık ve stokçuluk, bir zamanlar hapis cezası gerektiren suçtu…

Gençlik yıllarımızda çok sayıda mahalle bakkalı, toptancı ve tüccarın bu suçlardan hapis yattığını biliyorum…

Bu insanlardan birçoğu halen “karaborsacı”, “fırsatçı” ve “istifçi” lakaplarıyla anılıyor…

Vefat edenlerin çocukları ve torunları da bu lakaplarla ifade ediliyor…

Utanılacak bir durum aslında…

Neyse…

Benzer bir sıkıntı, otomotiv sektöründe de devam ediyor…

Devlet iki yılı aşkın süredir sıfır araçları, başkalarına ait otoparklarda, açık arazilerde ve site alanları içinde saklayanlarla mücadele ediyor…

İkinci el otomobil satışlarında da sıkıntı var…

Nereden bakarsak bakalım; bence asıl sıkıntı, “denetim mekanizmasında…

Devletin ilgili kurumlarının adil ve bağımsız denetimi sonucunda,

“caydırıcı cezalar” uygulandığında, milletin de canını yakan bu tür ticari ahlaksızlıklar, gelecek nesiller tarafından “ilkellik” olarak anılacaktır!..

Kısacası “Deve” misali gibi neremiz doğru ki!