Sağlık inan yaşamında çok önemli olduğu için yazımıza Sağlık Müdürü Dr. Ergün Yanmaz ile başlamak istiyorum..
Sayın Sağlık Müdürü Yanmaz beyefendi..
Sahi,Ordu sağlığı size emanet değil mi?
Peki sormak isterim o halde size, Ordu’nun sağlık kuruluşlarındaki  tablodan haberiniz var mı?
Yapılanmaları sizlerin veya birilerinin tasarrufudur diye şimdilik ele almıyoruz ama yapılanmada yer alarak Sağlık Müdürlüğündeki sıkıntılara çözüm olmak zorunda olan şahsiyetler ne işle meşgul onu bilmek isteriz.
Ayrıca, sizin hiç yolunuz akşam ve gece saatlerinde Devlet  ve Araştırma hastanelerine düştü mü servis hemşirelerin (yoğun bakım ve acil servisi hariç) odalarında keyif yaptıklarını hastaların bağırmalarına “zıbar uyu” dediklerini duyuyormusunuz.
Hastane WC ve  lavabolarının koku içinde tıkanmış olduğunu ve girilmez olduğunu hasta ve yakınlarının hastane bahçesine “çiş” ettiklerinden haberiniz var mı? Hasta yatak ve nevresimlerinin köpek altına serilmez olduğundan haberiniz var mı?
Hastanelerin idari kadrosunda yer alan Müdür yardımcıları gece nöbeti tutuyor mu?
Tutuyorlarsa odalarından veya kantinlerden çıkıp servisleri gezerek kontrolürlük görevini yapıyor mu?
Kantin derken aklıma geldi hastane kantinlerindeki fiyatlardan haberiniz var mı?
Bu kantinlerdeki fiyatlar AVM’lerdeki kafeteryaları üçe beşe katlıyor biraz insaf diyelim…
Kısacası Ordu’da sağlık size değil ALLLAHIMIZA Emanet edilmiş durumda…
Şimdi sıra Milli Eğitim Müdürüne geldi.
Sayın Milli Eğitim Müdürü Kutlu Tekin Taş…
Ordu’nun Eğitimdeki sıralamasının vicdanen sizi rahatsız ediyor mu etmiyor mu?
Okulları ve Özel Lise adı altında öğrenim yapılan Eğitim kurumlarının durumlarının ne halde olduğunu  görüyormusunuz.
Fiziki durumu hayvan bağlamaya uygun olmayan bahçesi ve WC si kısıtlı olan yerlerin ne yazık ki ÖZEL LİSE olarak eğitim veriyor ve buralarda çocuklarımız geleceğe yetişiyor öylemi?
Allah rızası için bırakın o kurumların  siyasi yakınlığını şunu bunu ekibinize yetki verin denetleyin şu lise ve etüd merkezleri adı altındaki çakma eğitim kurumlarını…
Şimdilik bu kadar zaten büyüklerimiz der ki “lafın fazlası ARİF olana gider…”