DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Koltuk ve Bu Yazı…
Zaman zaman bu köşeden Ordu’yu yöneten seçilmiş ve atanmışları nazikçe
uyarıyoruz.
Yaptıkları bazı uygulamaların doğru bazılarının ise yanlış olduğunu söylüyoruz.
Bizim gibi, çoğu meslektaşlarımız da benzeri uyarılarda bulunuyor.
Fakat…
Koltuğa oturan her kim olursa olsun, çevrelerini sıkı sıkıya sarıp
sarmalayanların oluşturduğu çemberden midir bilemiyoruz ama, gerçeği bir türlü
göremiyor ya da görmek istemiyor.
Çünkü…
Çevrelerinde olan insanlar, kendisi ne yaparsa yapsın “Doğruyu
yaptınız” diyor.
Üstelik…
Yanlış olduğunu bile bile söylüyorlar bunu.
Çünkü…
Orada olmalarının tek nedeni sürekli “Doğruyu yaptınız” dediği insan.
O olmasa, kendisinin de hiçbir değeri olmayacak.
İtibar da görmeyecek.
Anlayacağınız…
Bildiğiniz “Kahve öğütücüsünün hık deyicisi” görevinden başka hiçbir
meziyet ve faydası olmayan insanlar bunlar.
Meslek yaşamımız boyunca, birçok makam sahibi insanı uyardığımız olmuştur.
Bir tanesi de çıkıp;
-“Doğru söylüyorsun, ben yanlış yapmışım” demedi.
Taa ki, oturduğu koltuğu kaybettikten sonra anladı yanlış yaptığı gerçeğini.
O zaman da iş işten geçmiş oldu.
Üstelik.
Biz ve bizim gibilerin uyarılarına zamanında kulak asmadığı ve yanlışta ısrar
ettiği için kaybetti altında ki koltuğu.
O yüzden, bugünkü yazıyı Ordu’yu yöneten ve altlarında koltukları olan kişileri
bir kez daha uyarmak için kaleme aldık.
Geçmişte bir sohbette hiç unutmam Hüsamettin
Cindoruk anlatmıştı.
-“Yönetenlerin yanında her zaman, hapşırdıklarında ‘Çok yaşa’ diyen
insanlar vardır. Hiç kimse çıkıp ‘Neyiniz var? Hasta mı oldunuz?’ demez.
Halbuki yönetenlerin ‘Çok yaşa’ diyecek insanlardan çok ‘Neyiniz var?’ diyecek
insanlara ihtiyacı var” demişti.
Netice itibarıyla…
Koltuklar kimseye baki değil.
Ancak…
Koltuğa oturan, o koltukla mezara gideceğini düşünüyor.
Bu yüzden de, olabildiğince yanlış yapıyor.
Dahası…
Yanlış yaptığını bir türlü kabullenemiyor.
Çünkü…
Yanı başında olanlar, her zaman doğru yaptığını söylüyor.
Şimdi bu yazıyı okuyup; “Kimi kastediyorsun?” diye soracaksınız…
Hiç boşuna yorulmayın çünkü yazı o,şu ya da bu için yazılmadı.
Zaten her karar verme makamında oturanların büyük çoğunluğu aynı durumda değil
mi ki? İsim verelim…