DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Kendi Fakirimizi Unuttuk!
Ordu’da ki sığınmacı sayısı, her geçen gün değişkenlik gösteriyor…
Bir iddiaya göre, Karadeniz Bölgesi’nde en çok sığınmacı Ordu’da sığınıyor.
Rakamlara takılmıyorum…
Çünkü, veriler her geçen gün değişiyor…
Nitekim, İçişleri Bakanı Soylu’nun daha önce 3 milyon 500 olarak açıkladığı Suriyeli sayısını, AK Parti Genel Başkanvekili Prof.Dr. Numan Kurtulmuş, Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ ile görüşürken, Kılıçdaroğlu’nun 10 milyon ifadesini yalanlayarak, “4 milyon 494 bin” olarak açıkladı…
Mesele, bu değil!..
Mesele, hangi vasıftaki sığınmacıların ülkelerine gönderileceğidir…
Onlar kim olacak?..
Öncelikle sosyal medyada, hakarete varan paylaşımlarda bulunanların derhal ülkelerine “postalanması” gerekir…
Bu konu, tartışması yapılmayacak kadar hassastır…
Sonra, hiçbir vasfı olmadan çocuk yapmaktan başka bir şeyle ilgilenmeyen
ve sosyal yardımlarla geçimlerini sürdürenler, ülkelerine gönderilmelidir…
“Gettolaşma” kültürü içinde birtakım yasa dışı suç örgütleriyle ilişkisi olanlar da…
Doktor ve mühendis gibi uzmanlık alanlarında çalışan, herhangi bir işyerinde ustabaşı ve şef konumunda olanlar, bakkal değil fabrika açarak istihdam yaratanlar, okullarında sorunsuz öğrenim gören başarılı gençler
bir yana…
Üretimin içinde yer alan insanlar, dünyanın her ülkesinde çalışma izni alır; ilerleyen süreçte vatandaşlık da…
Yanlış hatırlamıyorsam; 5-6 yıl önceydi…
Ankara’da Suriye’den gelenlerle ilgili görüştüğüm eski bir bürokrat,
“Sığınmacıların çoğunun vasıfsız insanlar olduğunu ve ülkelerindeki geçimi de Suriye devletinin verdiği yardımlarla sağladıklarını” söylemişti…
Yani, cami önleri sokak ile lokanta, market ve kasap kapılarında dilenenler onlardı…
Bu asalakları, dünyada bizden başka hangi ülke kabul ederdi?..
“Merhamet” tamam da bu anlayışla sapla-saman karışmış olmuyor mu?..
Yani, üretimin içinde olan Suriyeliler ile bu asalakları aynı kefeye koymak,
haksızlık değil midir?..
Ordu’daki sanayi sitelerinde; hiç dikkat ettiniz mi bilmem!..
El avuç açmadan, geçimlerini sağlamak için yoğun çalışanların büyük çoğunluğunu, sığınmacılar oluşturuyor…
Demem o ki; hiçbir mazeretin arkasına sığınmadan ülke insanına hakaret yağdıranlar ile asalaklar, derhal ülkelerine gönderilmelidir…
Tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan paralarla böylelerine yardım yapmak; bu millete hatta kendi fakir fukaralarımıza haksızlıktır!..
Çünkü bunlar bizlere kendi fakir fukaralarımız dahi unutturmadılar mı!