DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
KASABIN İTİ
Bugün size her zaman beğeni ile okuduğunuz bir hikayeyi tekrar yazmak istedim.. neden derseniz bu aralar etrafımızda konuya bahis olan “İT” sayısı bir hayli çoğaldı, buyurun okuyun..
Kış iyice bastırınca kurt dağda yiyecek bulamaz ve açlıktan ölmemek için çaresiz zirvedeki ininden çıkıp aşağılara iner. İndiği kasabada koyun, kuzu, tavuk ne bulursa, kısmetine ne çıkarsa afiyetle yer. Karnı doyunca da tekrar inine döner. Hayatta kalabilmek için aşağılara indiği zamanlarda en büyük sıkıntısı avcılar ve köpeklerdir.
Kış şartları iyice zorlaşmaya başlayınca kurt kasabayı daha sık ziyaret etmek zorunda kalır. Her gün kurt’a bir şeylerini kaptıran kasabalı canından bezmiştir. Kurt için bir hal yolu bulmak için çalışırlar.
Avcılar köpekleriyle birlikte pusuya yatıp gece-gündüz nöbet tutmaya başlarlar. Alınan tüm tedbirlere rağmen kurt her gece bir yolunu bulup kimselere görünmeden kasabada avlanmaya devam eder.
Kasabanın köpekleri de ne yaparsa yapsınlar kurt’u durduramazlar ve kasabada köpeklerin itibarı sona erer. Kasabalılar, kurt’u durduramayan köpekleri aç bırakıp ilgilenmemeye başlar. İtibarları iki paralık olan ve duruma oldukça içerleyen bir köpek diğer köpekleri de gaza getirir ve kurt’u tuzağa düşürmek için pusu kurarlar. Kasabanın her yanında nöbet tutmaya başlarlar.
Bir gece yarısı köpeklerin bekledikleri an gelir ve kurt kasabaya yaklaşmaya başlar. Kurt’u gören köpek sessizce izlemeye başlar ve bu arada diğer arkadaşlarına da haber verir. Kurt başına geleceklerden habersiz kasabadan bir kuzu alır ve dağa doğru gitmeye başlar.
Kasabadan yeni çıkmıştır ki köpeklerin kurduğu pusuya düşer kırk-elli kadar köpek aylardır birikmiş kinleriyle kurt’un üzerine saldırır.Kurt bir anda neye uğradığını şaşırır. Kahpeliğe ve pusuya alışkındır ama bu kadarını da beklememektedir. İlk şaşkınlığını atar atmaz birkaç köpeği yere serer fakat köpekler vurmakla bitmeyecek kadar çoktur. Kurt hepsiyle bir anda baş edemeyeceğini anlayınca çemberi yarıp dağa doğru koşmaya başlar,tabii ki köpekler de arkasından.
Kurt dağa doğru koşarken arkasına bir bakar ki köyün bütün köpekleri peşindedir.Kurt mümkün olan son hızla koşmaya devam ederken tekrar tekrar arkasına bakmayı da ihmal etmez geriye dönüp her baktığında peşindeki köpeklerin sayısı azalmaya başlar. Zirveye iyice yaklaştığında peşinde birkaç köpek kalmıştır.Nefes nefese koşmaya devam eder.Zirveye ulaştığında durup nefeslenir ve aşağıda baktığında dili bir karış dışarıda bir köpeğin hala peşinden gelmeye çalıştığını görür.Köpek inatçıdır ve tek başına kalmış olmasına rağmen hala kurt’a ulaşmaya çalışmaktadır.
Köpeğin daha yukarıya çıkmayacağını anlayan kurt merakından biraz aşağıya doğru iner ve kimin köpeği olduğunu anlamaya çalışır.Köpeği görünce gözlerine inanamaz ve emin olmak için az daha aşağı iner.Gördüğü köpek kasabadaki demir’cinin köpeğidir. Kurt’un yanına yaklaştığını gören köpek, havli ile geldiğinin misli misli süratle zirveden kasabaya doğru kaçar gider.
Kurt tekrar zirveye doğru çıkarken,düşünceli bir şekilde kendi kendine söylenmeye başlar:’’Bana bu kadar kin duyan ve buraya kadar kovalayan it, kasap köpeği olsa, etlerini aldım onu anlarım. Celebçi’nin iti olsa, koyununu-kuzusunu aldım der anlarım. Muhtarın iti kovalasa kasabanın alışılmış huzurunu bozdum der onu da anlarım.Tavuklarını ve keçisini aldığım kasabalıdan birinin köpeği olsa, hadi onu anlarım .
Amma bu demir’cinin köpeği bana pusu kurup sonra da buraya kadar neden kovalasın? İşte bunu anlayamam…’’
‘Bazen bir musibet bin nasihatten evladır’ misali, kurt başına gelenleri’not eder’ ve zirvede ‘kurt gibi’ yaşamaya devam eder.
Kurt’un üzerine geldiğini sanarak can havli ile kasabaya kaçan demircinin köpeği doğruca kasabada onu bekleyen diğer köpeklerin yanına gider. ’Nerede kaldı,neler oldu’diye soran arkadaşlarına ’korkup kaçtım’ diyemez. ’Kurt’u öldürdüm’ diye böbürlene böbürlene anlatmaya başlar. “Siz geride kaldınız, Kurt’u ben tek başıma kovaladım en sonunda yakalayıp parçaladım onu. Kurt’u tek başıma öldürdüm, hepiniz korkaksınız.”
Haberi duyan köpekler bayram ederler ve kalabalığın içinde söylediği büyük yalandan sonra demir’cinin köpeği muradına erer. Meşhur olur .
Demirci’nin köpeği uzun ve soğuk kış gecelerinde tüm köpeklere kurt’u nasıl kovaladığını, nasıl yakalayıp, nasıl parça parça ederek öldürdüğünü ‘en ince detayları ile’ ballandıra ballandıra anlatacaktır ki, yalancı köpek acı gerçekle yüz yüze kalır. Kasabada hakkında söylenen yalanları duyan kurt yine kasabaya inmiştir. Fakat bu kez karnını doyurmak için değil. Kendisine kurulan pusuyu ve sonrasında söylenen yalanı hazmedemeyen kurt, demir’cinin köpeği hariç diğer köpeklerin hepsini tek tek öldürmüş ,leşlerini de kasaba meydanına bırakmış. Kurt kendine yakışanı yapmış köpekçe kurulan pusunun intikamını kurtça almıştır.
Kurt bir tek demir’cinin köpeğine dokunmamıştır ki: ’’Ömrü boyunca her an ölüm korkusuyla köpek gibi yaşasın ve bundan sonra kurtlara pusu kurmayı düşünen diğer köpeklere ibret olsun. Keser döner sap döner, gün olur devran olur, elbette hesap döner. Köpekler inlerine, kurtlar enginlerine…..