Ana Sayfa Yazarlar 26.02.2024 625 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

İşte, Bizim Hikayemiz…

Gazete satıcılığı ile başladığım çileli olduğu kadarda zevkli geçen bir yol hikayesinin içinde bugünkü kimliğime kavuşmanın ardından 43 yılı geride bıraktım…

Çok yoruldum…

Sakın yanlış anlamayın bu bir “veda” yazısı değil içimi dökmek istedim…

Ama bir gerçekte var ki…

Daha nereye kadar, bilmiyorum elbette…

Hani, Müzeyyen Senar’la sevdiğimiz o şarkıda ifade edildiği gibi…

“Kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına”…

İnançlı insanlar için “kader” kavramı, çok şey ifade eder…

O yüzden de sık sık “Herkes kaderini yaşar” derim!..

Çok sevdiğim değer verdiğim bir büyüğümün “Yıllar ay, aylar gün oldu” sözüyle başlamıştık, nerelere geldik!..

43 yıllık meslek hayatımda, doğrularım kadar bilmeden veya yanlış anlaşılmalardan kaynaklı hatalarım da olmuştur…

Hiç kimseyle kanlı-bıçaklı değilim!..

Hayatını güzelliklere adayarak yaşamış ve arkasında hoş bir seda bırakarak Hakk’a yürümüş insanlar gibi anılmaktan başka bir derdim de yok!..

Büyük bir sorumluluk duygusu ve kısıtlı imkanlarla bu mesleği sürdürebilmek hiç de kolay değil!..

Buna rağmen mesleğini “adam” gibi yapmaya çalışan bütün meslektaşlarıma Allah’tan kolaylıklar ve sağlıklı ömürler diliyorum…

Biliyorum başınızı biraz ağrıtacağım hele siyasetin bu kadar yoğun olduğu bir dönemde sizler başka yazılar beklerken ben kendimi attım sizlerin önüne ama epeydir aklımda olan hayatın gerçeğini aklıma gelmişken tarihe ot düşmek istedim…

***

Büyüklerimiz sohbetlerinde zamanın hızla akıp gittiğinden yakınırdı…

Çocukken pek anlamamıştım…

Çünkü, biz o dönemde yılların çok çabuk geçmesini ister; bir an önce askerlik yapsak, iş sahibi olsak ve sonra da evlensek diye beklerdik…

18 yaşına bir türlü gelemezdik!..

Acelemizin sebebi vardı…

Kahvehaneye rahat girebilmek başta olmak üzere 18 yaşın yasalarca tanınan haklarından yararlanmak istiyorduk…

Öyle de oldu…

Tahsilimizi tamamladıktan sonra mahalleden 7-8 arkadaş ani aldığımız bir kararla 12 Eylül günlerini arkamızda bırakarak vatani görevimizi yapmak üzere “Ana Ocağından” ayrılarak “Asker Ocağına” gittik.

Elbette o günleri, bugünlere taşıyan  aradan geçen o günleri yazarak başınızı ağartmayacağım.

Sadece bilmenizi isterim ki, Allah’ım sağlık verdiği nefes almamızı sağladığı elden ayaktan düşmediğimiz sürece durmak yok…

Kısacası ve yazının özüne gelirsek;

Çalışmaya, paylaşmaya ve doğruları anlatmaya devam!..

İlginizi çekebilir

Ordu’daki  Durum…

Ordu’daki  Durum…

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri