Şimdi bana diyeceksiniz ki Koronavirüs illeti ile mücadele en önmeli etgenlerin başında Temizlik geliyor, Temizlik içinde Su gerek haklısınız, hemde yüzde yüze haklısınız ama Salgın tehlikesiyle birlikte yaşadığımız şu günlerde başka bir tehlike gelip kapımızı çaldığına tanıklık etmeye başladık.

Sakın Kuzeyimiz deniz diyerek alaylı bir savunma yapmayın  barajlarımızdaki doluluk oranlarımızın yüzde 30’la düşmesi denizimizin kıyı mesafesinin her sene sesi yerinde 5-10 santim geri çekilmesi sanırım gözlerden kaçıyor.
Sadece bize göre değil hepimizin ortak görüş tehlikenin ismi; Susuzluk…
Barajlarda su tarihin en alt seviyesinde.
Yağışlar olmadığı için tehlike her geçen gün daha da ciddi bir hale geliyor.
Susuzluk tehlikesi ile ilgili olarak bazı şehirlerin almış olduğu ciddi önlemler yürürlüğe sokuldu.
Örneğin; Bir çok  şehirlerimizde vahşi sulama yasaklandı.
Bahçe sulamasında kesinlikle şebeke suyu kullanılmayacağı kuyu sularının kullanılması kararı alındı.
Bunun yanı sıra, araç merdiven kapı önleri ve halı yıkama gibi işlemlerin yasaklandığı açıklandı.
Benzeri bir dizi kararların acilen Ordu’da da alınması gerekiyor.
Zira…
Ordu’da ki durum, acil kararları devreye sokan illerin durumundan pek de farklı değil.
Artık İl Hıfsısıhha Kurulu mu olur yoksa Vilayet mi?
Yoksa Sulama birliği mi olur bilemiyorum ama biran önce hala sokaklarda arabaların yıkandığı,hortumlarla işyerlerinin önlerinin ve merdivenlerin yıkandığı Ordu’da da vahşi su kullanımına yönelik kararlar alınarak, yasaklar devreye sokulmalı…
Yoksa çok geç kalınmış olunacak…
Zira…
Salgın süreci ile birlikte susuzluk sürecini de yaşamak hiç kolay olmasa gerek.