DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
HERŞEY 4X4
“Ekonomi hiç iyi değil. İşyerleri bir bir kapanıyor” diyorsunuz…
Karşınızdaki anında itiraz ediyor:
“Sen öyle diyorsun ama bak her mekan ağzına kadar dolu. Madem ekonomi kötü bu insanlar bu mekanları niçin dolduruyor?” diye soruya soruyla cevap veriyor.
“İşsizlik had safha da. Ülkenin gençlerine yazık oluyor” diyorsunuz…
Karşınızdaki anında itiraz ediyor:
“sen öyle diyorsun ama bak Organize Sanayi’de adamlar işçi arıyor ama bulamıyor. Bence işsizlik yok. İş beğenemezlik var” diyor.
“hayat çok pahalı hale geldi. Pazara-markete çıkılmaz oldu. Peynirin kilosu bile 20-30 lira” demeye kalkmayın sakın!
Karşınızdaki hemen itiraz ediyor.
“Sen öyle diyorsun ama pazarda fiyatlar oldukça ucuz. Domates bile 1,5 lira. Üstelik 5 liraya da peynir var. Git ondan al” diyerek, süt tozundan yapılan peyniri örnek gösteriyor.
“Alım gücü düştü ama” diyorsun, “Gidip en pahalı telefonu alma o zaman” diyor.
“Otomobilin iki katı vergi ödüyorsun” diyorsun, “İkinci el kullan” diyor.
“Her gün zam geliyor” diye yakınıyorsun, “Gelecek tabi. Dünyada böyle” cevabı veriyor.
“Akaryakıta bu kadar zam mı gelir” dediğinde, “Ne yapalım petrolün varil fiyatı yüksek” diyor.
“Döviz çok yükseldi” demeye gör, “senin dolarla işin ne?” diye cevaplıyor.
Kısacası…
Neden yakınırsanız yakının, mutlaka söylediğinizin tersini söyleyen bir kitle çıkıyor karşınıza…
En sonunda sinirlenip “Ne yani! O halde her şey dört dörtlük mü ülkede?” diye çıkışıyorsunuz…
Bazıları “O kadar da değil. Elbette aksayan yönler mutlaka var” diyor…
Bazıları ise aynı inat ve kararlılıkla! “Her şey dört dörtlük. Hiçbir sıkıntı yok. Sen iktidar ve AK parti düşmanısın. Sanki eskiden Türkiye dört dörtlüktü” diyor iyi mi?