İktidarı-muhalefeti, hemen herkes, siyasetin topluma en iyi hizmet aracı olduğunu düşünüyor.
“Herkes siyasetin içinde olmalı. Siyaset sadece siyasetçiye bırakılmamalı” diyor…
Hatta bürokratların dahi siyasetin içinde olması gerektiğini söylüyor…
***
Ama gelin görün ki;
İktidar aleyhine bir eylem ya da söylemde bulunduğunda, hakkında soruşturma açılan, sürgün edilen hatta memuriyeti elinden alınan bürokrat, iktidar lehine bir eylem ve söylemde bulunduğunda el üstünde tutuluyor, terfi ettiriliyor, dokunulmaz oluyor…
***
Aynı şekilde…
İktidar aleyhine eylem ve söylemde bulunan bürokrata, muhalefet tarafından sahip çıkılırken, iktidar lehine eylem ve söylemde bulunan bürokrata aynı muhalefet tepki gösteriyor “Çok meraklıysan bırak memuriyeti, siyasete gir” deniliyor…
***
İktidar; kendini destekleyen eylem ve söylemler içinde olan bürokratı “Devletin bürokratı” olarak görürken, muhalefet aynı bürokratı “Partinin bürokratı” olarak görüyor…
***
Aynı iktidar kendi düşüncesinin tersine hareket eden bürokrata “hain” muamelesi yaparak görevden dahi alırken, muhalefet aynı bürokrata “Devlet adamı” muamelesiyle sahip çıkıyor…
***
Şu işin bir orta yolu, bir keskin çizgisi, yıllardır bir türlü bulunamadı.
Siyasetçiler işlerine geldiklerinde “Herkes siyaset yapmalı” diyor…
Siyaset yapan bürokratın yaptığı siyaseti beğenmediklerinde ise “Sen memursun. İşini yap. Siyaseti biz yaparız” kafası yaşıyor…
Kısacası…
Herkes “Herkes siyaset yapmalı” diyor demesine de, yine herkes söylem ve davranışlarıyla aslında  “Herkes bizim tarafımızda siyaset yapmalı” demek istiyor…