DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Haydi; Abbas Vakit Tamam…
Çok güzel bir hikaye..
Tabii Cahit Sıtkı olursa hikâye de başka güzel oluyor.
Cahit Sıtkı askerliğini yedek subay olarak yapmak üzere birliğine gider. O yıllarda yedek subay sayısı az olduğundan her yedek subaya emir eri verilmektedir. Birliğe gittiğinde bölük yazıcısından künye defterini ister. Sırayla isimlere bakmaktadır ki bir isim dikkatini çeker. Abbas oğlu Abbas..
Sakat çolak eli yüzünden çürüğe ayrılmış biridir Abbas. Talim bitiminde askerin yanına gönderilmesini ister. Öğle saatlerinde kapı çalınır. Karşısındaki civan mert yiğit biri selam çakıp; Abbas oğlu Abbas emret komutan der. Aralarında şöyle konuşma geçer.
Nerelisin? Memleket Mardin, kaza Midyat komutan. Sen benim emir erim olur musun? Sen bilir komutan!
Askere eşyalarını toplamasını ister ve kendi evinin altındaki boş yere taşınmasını ister. Zamanla askerin zekiliği sıcakkanlılığından etkilenir. Abbas her sabah erkenden kalkar, Cahit Sıtkı’ya kahvaltı hazırlar. Tüm ihtiyaçlarını karşıdan bir istek gelmeden düşünüp yerine getirir ve akşam olunca Cahit Sıtkı’nın sevdiği yemek ve mezeleri hazırlar. Cahit Sıtkı, bu Anadolu çocuğunun ruhundaki gizli şeyleri keşfeder. Aralarında duygu bağları güçlenir.
Bir akşam alkollü Cahit Sıtkı sorar;
Sen İstanbul’u bilir misin Abbas?
Bilir komutanım. Orada bir Beşiktaş var bilir misin? Bilir komutan! Ben orada acemi birlikteydim.
Orda benim bir sevgilim var. Sen O’nu kaçırıp bana getirir misin? Elbet komutan! Sabah olur Cahit Sıtkı bakar ki Abbas yeni asker kıyafetleri giymiş, tıraş olmuş, hazırlanmış.
Cahit Sıtkı sorar; Hayırdır Abbas neden böyle hazırlık yaptın? Ben İstanbul’a gidecek komutan!..
Ne yapacaksın sen İstanbul’da? Sen söyledi bana. Ben gidecek, sana sevgiliyi getirecek! Cahit Sıtkı kapıyı çarpar çıkıp gider ve bu mert Anadolu çocuğun samimiyeti ve sıcaklığından duygulanır. Akşam olur. Ağaç altında birlikte yemek yerler ve Cahit Sıtkı o meşhur şiirini kaleme döker:
“Haydi Abbas, vakit tamam.
Akşam diyordun, işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı.
Dinsin artık bu kalp ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun, tam kenarında havuzun.
Aya haber sal çıksın bu gece.
Bas kırbacı sihirli seccadeye. Göster hükmettiğini mesafeye ve zamana
Katıp tozu dumana, var git. Böyle ferman etti Cahit;
Al getir ilk sevgiliği Beşiktaş’tan.
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.