DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Hayatın İçinden
Dün güne yağmur ile başlamak kimilerine keyif, kimilerine eziyetti..
İş yerine gitmek için dolmuşu kullanmak istedim çünkü trafik beterdi.
Atatürk Bulvarında yolun kenarında hat beklerken özel araçları ile işe gidenlerin yol kenarında benim gibi hat bekleyenlere tabiri yerinde ise sabah banyosu yaptırdılar.
Hani derler ya görmemişin bir oğlu olmuş çekmiş bacağını koparmış diye..
Kendilerini araç içinde bulanlar sanki dünyayı onlar yaratmış yol kenarında bekleyenler insan değil!
Neyse hepsi sabah küfüründen nasibini aldılar!
Biraz ıslandık ama gelen dolmuşa bindik.
Dolmuşta bir Anne ve 4-5 yaşlarında bir oğlu var sanırım hastaneye gidiyorlar.
Küçük çocuk sürekli A…goyim, A…goyim diyor başka bir şey demiyor.
sanırım yeni öğretmişler hoşuna gidiyor Annesi çocuğun ağzını tutuyor ama çocuk bu ya devam ediyor aynı kelimeleri kullanmaya yolcular birbirlerine bakıp gülüyorlar.
O esnada yolun kenarında yürüyen içimizden biri “Gazi” Mustafa Türkyılmaz ağabeyimi gördüm.
Sanki onu yıllar değil de yaşam mücadelesi bayağı yormuştu.
Bitkin ama adımlarını atarken kararlıydı, yılmak yoktu mücadeleye devam diyordu..
Birden aklıma geldi, kolay değildi tek maaşla çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmek okutup iş güç ev bark sahibi yapmak..
O bunların hepsini başardı.
Ömrü uzun olsun sevgili ağabeyimin…
İşyerine geldiğimde çalışanlar çoktan iş başı yapmıştı.
Bende onlara katıldım ve kaldığımız yerden işlere devam dedim.
Çayımı içerken gazetelere göz gezdirdim sonra Altınordu Belediyesine uğradım Belediye Başkanı Engin Tekintaş’ın misafirleri ağır ve EVETÇİLERDİ..
Özel kalemde biraz bakındım aşağı inerken Başkan yardımcısı Fatih Evli’yi gördüm makam odasının kapısında vatandaşla konuşurken gözleri kapalıydı sanki yanından geçen beni görmedi.
Bende yoluma koyuldum günü yaşamaya yani mücadeleye devam etmek için..
Tekrar işyerine gelerek önce günlük yazılarımı yazmaya başladım yani bunları…