Yaşanan virüs salgınının getirmiş olduğu bazı zorunlu kısıtlamalar var. Bunlardan biri de yurtdışına yapılan turistik seyahatler. Görünen o ki, salgının bitmediği ve tehlikenin hala söz konusu olduğu göz önüne alındığında, yurtdışı turistik seyahatlerin uzunca bir süre yapılamayacağı ortada. Salgın nedeniyle ortaya çıkan bu zorunlu durum ülkemiz açısından olumsuz sonuçları olacak. Şöyle ki; Nasıl ki Türkiye’den diğer ülkelere turistik gezi yapılamayacaksa, diğer ülkelerden de Türkiye’ye aynı şekilde turistik geziler eskisi oranda yapılamayacak. Bu turizm gelirleri açısından ülkemizin büyük bir kayıp yaşaması demek… *** Öte yandan… Bu durum ister istemez yurtdışı gezilerinin yerini yurtiçi gezilerinin almasına yol açacak… İşte virüs salgınıyla birlikte ortaya çıkan bu zorunlu durum, son yıllarda turizm hareketiyle göz dolduran Ordu açısından büyük bir fırsat doğuruyor… Zira… Salgın ile birlikte ortaya çıkan bu zorunlu durum, yerli turistin Ordu’ya daha fazla ilgi duyacağı ihtimalini arttırıyor. *** Sonuç olarak… Son yıllarda yerli turizmin gözde şehri haline gelen Ordu’ya olan ilginin, önümüzdeki süreçte, salgının da tesirinin azalmasıyla birlikte daha da artması sürpriz olmayacak. O halde bugünden yapılması gereken tek şey, artacak yerli turist oranını da hesap ederek, Ordu turizmi ile ilgili doğabilecek sıkıntıların ortadan kaldırılmasına yönelik bir yol haritası hazırlamak olmalı. *** Bu bir sempozyumla mı yapılır? Yoksa kurumların geniş çaplı bir araya gelmesiyle mi bilemiyoruz? Bildiğimiz tek şey, salgının Ordu’ya yerli turizm konusunda bir fırsat yarattığı ve Ordu’nun da bu fırsatı sorun-sıkıntı yaşayıp, yaşatmadan değerlendirmek durumunda olduğudur…