Ana Sayfa Yazarlar 27.10.2021 694 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Felaket Kapımızda!

Yıllar önce, bu ülke, tarımda kendi kendine yeten 7 ülkeden biriydi…
Coğrafya derslerinde bölgeleri incelerken gurur duyardık!..
İç Anadolu Bölgesi’nde Konya için “buğday ambarı” ifadesi geçerdi…
Çukurova’da pamuk, Rize’de çay, Adana, Diyarbakır ve İzmir’de karpuz, Manisa’da kavun vardı…
Ordu ve Giresun’da Fındık  hayat demekti. Bütün Karadeniz’i sebzeyle besleyen Samsun, İstanbul ve Ankara pazarlarına ürün gönderirdi…
Antalya ve Mersin’in muzuna, Bursa’nın şeftalisine, Tokat’ın domatesine
ne oldu?..
Ya Amasya’nın misket elması, kirazı, kuru soğanı, Çorum’un nohudu, Kastamonu’nun
sarımsağı…
Türkiye’nin ovalarından bereket fışkırıyordu…
Tüketici de üretici de mutluydu…
Ne zaman Şili’den elma, İran’dan karpuz, Avustralya’dan havuç, Mısır’dan marul, Sri Lanka’dan siyah çay, Ekvator’dan muz, Kanada’dan üzüm, armut, ayva, erik, nar, şeftali,
lahana, dolmalık biber, turp, patlıcan, Yunanistan’dan pamuk, Amerika ve Rusya’dan pirinç, Fransa’dan incir, Hindistan’dan nohut ve kuru fasulye ithal etmeye başladık,
işte o zaman yandık!..
Samanı Gürcistan ve Bulgaristan’dan ithal eden bir ülkenin, sığır ihtiyacının da Brezilya’dan karşılanması kaçınılmazdı…
Gelinen nokta, içler acısıdır aslında!..
Bu durum; tarımsal ürün ithal edilen ülkelerin üreticisini geliştirirken,
Türk üreticisini de bitiriyor…
Döviz de dışarıya gidiyor…
Tarımsal ürün ihracında Türkiye’nin lokomotifi fındıkta, piyasanın tekellerin eline geçmesi;
mağduriyetleri ortaya koymuştur…
Geçen sezon resmi fiyatı 3.5 dolar kadar olan fındık, 2.4 dolardan serbest piyasada işlem görmektedir.
Böyle giderse ve TMO devreden çıkarsa; önümüzdeki sezon üreticinin çoğunun
bahçeye girip, fındık toplayacağını sanmam!..
Felaket kapımızda gibi gözükse de yine de karamsar da değilim…

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri