Ana Sayfa Yazarlar 14.02.2022 593 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Eskiyi Arar Olduk!

Konuştuğumuz kişi yeme-içme sektöründe yıllardır faaliyet gösteren bir kişi…
Şu sıralar, sektörde faaliyet gösteren herkes gibi zor durumda…
İşçilik ve girdi maliyetleri ile ücret ve bir de elektrik ve doğalgaz zamları eklenince ne yapacağını şaşırmış.
***
Almış eline kalem kağıdı…
Artan girdi maliyetlerini, çalışanların yükselen ücretlerini, kirayı, elektriği, doğalgazı, vergiyi alt alta yazıp toplamış.
Bu toplama sonucunda ortaya çıkan rakamdan resmen ürkmüş.
***
Başlamış bu rakamlara göre menü fiyat ayarlaması yapmaya…
Yüzde 10-15 kar edecek şekilde oluşturmuş menüde yer alan yiyecek ve içecek fiyatlarını…

Çıkan fiyatlar gözlerinin fal taşı gibi açılmasına neden olmuş…
Kendi kendine “Bu fiyatlarla bu mekana kim gelir de yer içer?” diye düşündükten sonra, başlamış menü fiyatlarını düşürmeye…
Gözü karı-kazancı falan görmez olmuş…
Ondan biraz, bundan biraz azaltmış, menü fiyatlarını kafa kafaya gelecek şekilde belirlemiş.
***
-“İyi güzel de,Ticaret para kazanmak için yapılır. Sen bu şekilde para kazanamayacaksın ki…” dedik.
-“Evet, kazanamayacağım” dedi önce…
Devamla da:
-“Daha fazla fiyat düşüremezdim. Aksi halde zarar eder mekanı kapatmak zorunda kalırdım. Varsın para kazanmayayım. Hiç olmazsa mekanın açık kalmasını sağlarım” diye düşündüğünü söyledi.
***
Bu yaptığının işe yarayıp yaramadığını sorduk merakla…
Uzunca bir iç çektikten sonra işlerin kötü olduğunu, eskiden yer bulunmayan mekanında 3-5 masa ile günü kapattığını söyledi önce…

Devamla da “Limitten belirlediğimiz menü fiyatları bile insanlara oldukça yüksek geliyor. Müşteri her gün 3-5 masayı geçmiyor. Onların çoğu da ana yemek bile yemiyor. Zaten müşteri profili de yavaş yavaş değişiyor” dedi.
***
-“Zaten müşteri profili de değişiyor” lafı ilginç geliyor kulağımıza.
Neyi kastettiğini soruyoruz…
Anlatıyor:
-“Eskiden insanlar gelir, masalara oturur, soğuk mezesinden ara yemeklere, içeceklerden ana yemeklere, hatta tatlısına, meyvesine, kahvesine kadar yer içer, hesap öder giderdi. Artık böyle bir şey yok. Böyle bir müşteri de yok. Etini, Balığını, içkisini beraberinde getirenler çoğaldı. Ne yiyip içeceklerse yanlarında getiriyorlar. Biz de onlardan  hizmet etme, tabak- bardak kullanma  parası alıyoruz.” Dedi…
Şaşırdık!
-“Nasıl yani? Yeme-İçme mekanına yiyecek ve içeceklerini beraberlerinde getiriyorlar, sen de buna müsade mi ediyorsun?” diye sorduk…
-“Ne yapalım?” dedi yine iç geçirerek…
-“Onlar da olmasa dükkana müşteri uğramayacak” diye son noktayı koydu!

İlginizi çekebilir

Geçmişle Barışmak..

Geçmişle Barışmak..

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri