DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Düşünelim, Düşündürelim…
Bilindiği gibi Türk mizah kahramanı olan Nasrettin Hoca’nın fıkraları, yaşamımız içinde her kesimce çok özel bir yer edinmiştir. Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen; hem güldüren hem düşündüren hem de öğüt veren bir kahramanımızdır.
Bu da ayrı bir mizah farkındalığı.
Buyurun hem düşünelim, hem de düşündürelim.
Akıl hastanesinde bir doktoru ziyaret edecektim. Bana odasını gösterdiler. Koridorda bir süpürge sopasına at gibi binen birine rastladım.
Beni durdurdu, kimi aradığımı sordu, söyledim.
Doktorun bulunduğu yeri işaret etti.
Tam gidecektim ki beni eliyle engelledi, sopayı gösterdi:
“Oraya öyle gidilmez bin şu arabaya!” diye bağırdı.
“Çattık belaya!” diye mırıldanarak korkuyla arabasına (!) bindim. Acayip sesler çıkararak beni doktorun odasının bulunduğu yere kadar götürdükten sonra arabadan inmemi söyledi. Dediğini yaptım. Tam kapıyı çalmak üzereydim ki kolumdan tuttu:
“Bedava mı sandın? Ver bakayım elli lira araba parası” diye konuştu.
Başıma bir iş gelmesin diye istediği parayı verdim.
İçeri girince doktora:
“Doktor bey, burası ne biçim hastane? Tehlikeli deliler koridorda cirit atıyorlar” diye dert yandım.
Doktor şaşırdı, yanıldığımı söyleyerek bu kanıya nereden vardığımı sordu. Başıma gelenleri anlattım. Doktor gülmeye başladı, kızdım:
“Ben ecel terleri döktüm, siz gülüyorsunuz” dedim.
“O kişi deli değil ki” diye yüzüme baktı.
“Kim öyleyse, orada ne işi var?”
“Bizim asistan o. Aldığı maaş yetmiyor da böyle muziplikler yaparak yolunu buluyor.”
Sonuç olarak; okuduğun her fıkra aslında hayata dair mesajlar veriyor sana.
Neşeli keyifli bir hafta geçirmeniz dileğiyle sevgiler…