DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Dursun Amca!
Bir tarafta, dövizdeki artış ve buna bağlı olarak her türlü mal ve hizmete gelen birbiri ardına zamlar.
Diğer tarafta, tatilinden, eğlencesinden taviz vermeyen, son sürat para harcamaya devam edenler…
Dışarıdan baktığınızda “Ya Ekonomide kriz halleri yok, ya da bu insanların krizden haberi yok” diyesi geliyor.
Öyle ya…
Bir tarafta her şeyin ateş pahası olmaya başladığı bir süreç, diğer tarafta ağzına kadar dolu olan tatil ve eğlence yerleri.
Dün, ekonomiden iyi anlayan, kendisi de ticaret adamı olan bir dostumuza sorduk bunun nedenini…
-“Sen bir anlam verebiliyor musun bu duruma?” diye…
Önce bıyık altından gülümsedi…
Ardından da “Benim bu durumdan ne anladığımı sana bir fıkra ile anlatayım mı?” diye sordu…
-“Dinliyorum” dediğimde de başladı anlatmaya…
Temel Tıp Fakültesi’nden mezun olmuş.
Diplomayı alır almaz taze bir doktor olarak memleketi Trabzon’a, üstelik evinin olduğu mahalleye hekim olarak atanır.
Heyecanla gider evine…
Zira ilk muayene edeceği hasta çok önemlidir.
Evde heyecanla yarının olmasını ve ilk hastasını muayene edeceğini hayal ederken birden kapı çalar.
Gelen komşuları Fadime teyzedir.
-“Uşağım ne olur şu Dursun amcana bir bak. İki gündür hasta yazık” der.
İlk hastasının komşusu olmasının hayal kırıklığıyla çaresiz gider komşu evine ve başlar Dursun amca ile konuşmaya.
-Dursun amca neyin var?
-İshal oldum galiba. Motor hiç durmuyor.
Bunun üzerine sevinir Temel. Ne de olsa ilk hastası bir ilaçla tedavi edilecek bir rahatsızlık.
Ama gel gör ki, ishali kesecek olan ve çok iyi bildiği ilacın ismi bir türlü aklına gelmez…
Çantasını karıştırırken bir sakinleştirici ilaç olan xanax’ı bulur…
“nasıl olsa eve gidince ishal ilacının ismini hatırlarım” diye düşünüp, sakinleştiriciyi de Dursun Amca’ya içmesi için verip, “ben yarın yine kontrole geleceğim” diyerek evden ayrılır.
Böylece vaziyeti idare eder kendince.
Eve gelir gelmez Temel’in aklına ismini hatırlayamadığı ilacın adı gelir ama “yarın gider bakarım” diye düşünerek, tekrar komşuya gitmeye üşenir.
Yarın olduğunda doğruca gider komşu evine…
Dursun amca’nın kahvede olduğunu karısından öğrenince de kahvenin yolunu tutar.
Kahveye geldiğinde bir de bakar ki, Dursun amca masada arkadaşlarıyla oyun oynuyor…
Yanına gider, kulağına eğilir ve usulca:
“Dursun Amca nasılsın? Nasıl oldun?”
Dursun Amca cevap verir…
-“Valla uşağım. Bok içinde yüzüyorum ama doğrusu bu durumu artık pek de kafama takmıyorum”