Ana Sayfa Yazarlar 31.08.2023 383 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Dikensiz Yollar!

Bugünkü yazımıza Mevlana’nın yüreğimize ilmik ilmik işlediği sözlerle başlamak istedik.

“Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur.

Düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın.

Öldüm der durur, yine de yaşarsın.”

Bir insanın sana neler verebileceği önemli değildir.

Önemli olan o insanı senin için nelerden vazgeçeceğidir.

Onun için “Meftun” sözcüğünü çok severim.

Bu kadar çok sevdiğim kelime meğer “Yanmış” anlamına geliyormuş.

“Ben o gözlere meftun oldum” derken. Arzularımın yangınları içinde yürüdüğümün, yandığımın farkında olmamam ne kadar acıymış?

Dil bu iki dudak arasında her şeyi söyler. Söylemek onun için kolaydır.

Oysa her söz onay kısmıyla geçerlidir. Onaylanmamış bir belgeninse hiçbir değeri

Önemli olansa; dilin söylediğini kalbinin onaylaması gerekir.

Birlikte sevinmekte çok güzeldir. Zor olanı ise birlikte üzülmektir.

Birlikte hüzün duymaksa acıyı paylaşmaktır. Her şeyin yapmacığı sahtesi olur.

Bir tek hüznün sahtesi olmaz, yapamazsın. Bana göre hüzünlenemeyen insan gelişmemiş insandır, hayatı tanımamıştır. Onun hayalinde yaşattığı yollar hep dikensizdir.

Oysa gülü güzel yapan dikenidir.

Öncelikle bir şeyin olanaksız olduğuna inanırsanız, aklınız bunun neden olanaksız olduğunu size ispatlamak üzere çalışmaya başlar. Kısacası size olmazı ispatlar. Çünkü siz hüküm vermişsiniz! Bu iş olmaz demişsiniz. Onun için siz ne yaparsanız yapın o iş olmaz.

İşte bizim konumuz bu hükmü yani olanaksızı olura nasıl çevirebiliriz. Çocuklar mahalle arası futbol maçında yaparken topları top oynadıkları arsanın bitimindeki bahçeye kaçmıştır. Evin kapısı çalınsana açan olmayınca çare olarak duvardan atlayıp topu almaya kaldı ama içlerinden birkaçı bu duvara çıkamayız arkadaşlar diyerek hükmü koydular. Herkes zıplayarak duvara çıkmaya çalıştı ama bir türlü başarılı olamadılar. Kenarda olanları gülerek izleyen çocuğa kızanlar çocuğun başına gelip “ne gülüyorsun?” Diye kızdıklarında çocuk kulağınızdaki gösterdi ve anlamsız hırıltılar çıkarınca çocuklar onun sağır olduğu anlaşıldı. Çocuk işaretlerle iki kişiyi duvarı dibinde ellerini birbirlerine kilit yapmasını istedi iki kişiyide onlardan biraz önde üst üste yatmasını istedi sonra da koşarak iki çocuğun üstünden ellerini kenetleyenlerin ellerinden de zıplayarak duvarın üstüne zıpladı. Sonra bahçeden topu attıktan sonra bahçe merdiveniyle oyun alanına döndü.

Sağır olan çocuk, olumsuz sözleri duymadığı için bu çözümü buldu. Yapabileceğinize inandığınızda ama gerçekten inandığınızda, aklınız onu yapmak üzere çözümler bulma konusunda size yardım etmek için çalışmaya başlar. Olmaz dediğin her şeyin hepsi olur…

“Düşmem” dersin düşersin, “Şaşmam” dersin şaşarsın. En çarpıcı olanıysa “ben bu siyasi partiye oy vermem” dersin de gene vermem dediğin siyasi partiye oy verirsin.

 

İlginizi çekebilir

Bu Hikaye Ankara’ya

Bu Hikaye Ankara’ya

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri