DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
DAVA ADAMI!
Şöyle bir dönüp daha önce kaleme aldığım köşe yazılarına baktım, içerikleri genel olarak hırsızlık, ahlaksızlık, rant, liyakatsizlik minvalinde. Bu ülkede yazabileceğim güzel şeyler de olmalı diye düşündüm, düşündüm, sonuç münferit ufak tefek bazı şeyler. Toplumun genelini ilgilendirmiyor.
Yine döndük başa. Geçtiğimiz gün yani bayramın ikinci günü eve gidiyorum, önümden bir araç geçti. Müzik son ses, camlar açık, kollar dışarıda yürüyen disko misali gidiyorlar. Buraya kadar beni alakadar eden bir durum yoktu, ta ki ‘ durakta bekleyen bayanlara el kol hareketi’ yapana kadar. Leş bir zihniyet, şeref yoksunu karakter, haysiyetsiz duruş, anasına bacısına delikanlı başkasına alçak tavırlı, ciğeri beş para etmeyen zavallılar. Klişe ama değişmeyen gerçeğimizdir bu zihniyet.
Dünyaya sadece başkalarına rahatsızlık vermek için gelen bu zihniyetlerin toplumdan temizlenmesi ayıklanması elzemdir. Bugün bunu yapanlar yarın karşımıza ırz düşmanları olarak çıkıyor. Bu ülkenin namuslu insanları artık böyle insanlara kendi ders veriyor. 5 yaşındaki kız çocuğunu sokak ortasında istismar eden adama meydan dayağı atılması gibi. Ya da hakimin tacizcinin para cezasına çevrilebilecek cezasını para cezasına çevirmeyip hapis cezası vermesi gibi… Yeter mi, yetmez. Daha fazlasını istiyoruz.
Kadının, çocuğun, yakasından düşmeyen bu leş zihniyetlere daha caydırıcı ceza istiyoruz. Bu bir zihniyet meselesi. Zihniyeti bu yönde çalışanlar fırsatını bulduğu ilk anda birisinin canını yakacak. Çünkü kafa başka türlü çalışmıyor. Zihniyetleri dönüştüremeyeceğinize göre başka çareler düşünmek, yasalara koymak zorundasınız.
Ama ben kime ne anlatıyorum? Meclis’ten geçen 4. yargı paketinde 13. maddede çocuğun istismarında somut delil arayacak olanlara ne anlatıyorum, ne yazıyorum… Havanda su dövüyorum. Ne diyelim, o zaman ilahi adalete inancım tam, bu ülkenin namuslu insanlarının bilek gücüne inancım tam.
Aklıma bir fıkra geldi. Tilkiye sormuşlar, ‘seni tavuk çiftliğine müdür yapalım, ne kadar maaş istersin?’
Tilki, ‘para pul istemem BEN DAVA ADAMIYIM’ demiş.