Ana Sayfa Yazarlar 28.08.2020 851 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Çay Sohbet ve VİRÜS

Çay ocağında sohbet ediyoruz, sohbetimize katılan çok sayıda arkadaşlarımız sağlıklı bir şekilde salgının sona ereceği ve normal yaşamın başlayacağı günlerin gelmesini bekliyor.
Salgından önceki hayatı yeniden yaşayacağının özlemini çekiyor içten içe…
Anladık ta bu nasıl olacak?
Aslında soru şu:
-Şimdi…2 ay sonra deseler ki “Virüs bitti. Normal hayatımıza dönüyoruz.” Sinemaya, konsere falan gider misiniz?

İki görüş öne çıkıyor…

Birinci görüşü savunanlar: “Onaylanmış bir aşı yaygın olarak yapılıncaya dek asla gitmem” düşüncesi etrafında birleşiyor.

İkinci görüş, birincinin tam tersi niteliğinde odaklanıyor…
Şöyle ki;  : Tehlikenin eninde sonunda sona ereceğini ve hayatın ister istemez normale döneceğini tahmin ediyor, Sonuç olarak ortada:
Yaşadığımız, endişe ve korku yaratan ciddi bir salgın var.
Bir yandan da, tehlikenin ortadan tamamen kalkmasıyla başlayacak normal yaşamın beklentisi ve  hasreti.

Merak edilen konu ise;

Salgın tehlikesi geçtikten sonra o hasreti çekilen normal yaşama, her şeyi unutup, hiçbir şey olmamış gibi geçebilecek miyiz?
Yoksa…
Salgın sürecinin ruh hali alışkanlığıyla, tehlike söz konusu olmasa bile, o sürecin psikolojisini sürdürüp, normal yaşamı bir süre daha  ıskalayacak mıyız?

Galiba bunu zaman gösterecek…

İlginizi çekebilir

Bugün ve Sonrası…

Bugün ve Sonrası…

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri