Valla ne yalan söyleyeyim, bu işte bir gariplik yok mu diye bana sorsanız ben biraz düşünürüm sonra başımı sallayarak neden olmasın derim.
Darılma alınma kızma yok..
Peşinen söylemek istiyorum futbolcularda müthiş bir sıkıntı var.
Kazanma arzusu olan bir takımın futbolcuları saha içinde eli belinde gezmez top ayağıma gelsin diye beklemez diyerek yazıma futbolcu kardeşlerimden başlamak istiyorum.
Sahi bizlerin billmediği bir şey mi var yoksa Yönetimi veya Teknik heyetimi pretosto ediyorsunuz? Kardeşim Türkiye liglerinde koronavirüs nedeniyle yaşanan ekonomik kriz Süper lig başta olmak üzere tüm takımların yüzde 90’ınını etkilerken sizin yediğiniz önünüzde yemediğiniz peşinizde.. Paranızı tık tık alıyorsunuz, yemeklerin en kalitelisi çıkıyor deplasmanlara çok sayıda takım günü birlik giderken sizler 2-3 gün önceden uçakla gidiyor en lüks otellerde kalıyorsunuz. Şimdi bana kızarak diyeceksiniz ki bunlar yönetimin görevi bunada tamam…
Peki ya sizin göreviniz nedir onu biliyormusunuz?
Söyleyeyim önce aldığınız paranın hakkını vereceksiniz ve sahada eliniz belinizde gezmeyecek topun ayağına gelmesini beklemeyecek kazanmak için “adam” gibi mücadele edeceksiniz. Bakın buradan çok açık söylüyorum sizlere, bugünleri çok ararsınız…
Sizlere son sözüm: Aklınız başınıza alın kafanızda gezen “Tilki” varsa ona yol verin yoksa bu kulüp Başkanı Şükrü Bodur bir kızarsa hepinize yol verir…
Bir çift sözümde Yönetimde yer alan birkaç arkadaşa…
Yakışmıyor sizlere tribünde kendi futbolcularını eleştirip hakaret etmek…
Birisine aferin diğerine bilmem ne demek olmuyor. Tribünlerde seyirci olmadığı için tribündeki bağırışmalar saha içindeki futbolcuların kulağına giderek onların motivasyonunu bozuyor.
Biraz daha dikkatli olmak gerek çünkü sizler 52 Orduspor FK takımının yönetici kimliğine sahipsiniz sizde kıymetini bilin…