DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Bu Hikaye Ankara’ya
Çarşamba günü Ankara’dan gelen dostlarımla sohbet ederken zaman zaman yazdığım iki köşe yazım onların sohbetine meze olduğunu öğrendim hatta gülmekten kendimizi alamıyoruz defalarca anlatıyoruz dediler.
Bu yazılarım “BUGÜN CUMA ve KASABANIN İTİ”..
Bugün tekrar Ankara’da olacak olan dostlarım için “KASABANIN İTİ” isimli hikayeyi yeninde paylaşıyorum.
Çünkü onlarında tespitine göre bu yazının adresi bir değil birkaç kişiymiş.
Belki de doğrudur.
ben dostlarıma keyifli sohbetler diliyorum..
Kışın çok sert geçtiği bir Anadolu kasabasında, dağda aç kalan kurtlar zaman zaman kasabaya inerek kasabayı talan edip karınlarını doyurmak için saldırır dururlar. Durumdan rahatsız olan kasaba halkı toplanarak kurtları tuzağa düşürüp öldürmeyi planlar. Yine bir gün kurdun biri kasabaya iner ve kısmetini almaya çalışır. Kasabaya girdiğinde kendisine tuzak kurulduğunu anlar ve dağa kaçmaya başlar. Kasaba halkı kurdun peşinden ateş ederse de vuramazlar. Ancak kasabada bulunan esnafın itleri kurdun peşine takılarak dağa doğru kovalamayı sürdürür. Kurt can havliyle dağa tırmanır. Kaçarken de arada bir geriye dönerek itlerin peşini bırakıp bırakmadığını kontrol eder.
Dağa doğru çıktıkça yavaş yavaş tüm itlerin peşini bıraktığını görür. Kurt yorgunluktan bitap düşmüştür. Fakat bir tane itin peşini bırakmadığını görür. Hangi esnafın iti olduğunu anlamaya çalışır. Biraz dikkatli baktığında bunun ”Demircinin iti ”olduğunu anlar. Bu durum kurdun çok ağırına gitmiştir. Çünkü demircinin iti hala kendisinin peşini bırakmamaktadır.
Kurt biraz düşünür ve şöyle der;
”Fırıncının iti olsan anlarım, çünkü zaman zaman fırına dalıp ekmeğini çaldım.”
”Manavın iti olsan anlarım, çünkü zaman zaman sebzesini, meyvesini çaldım.”
”Kasabın iti olsan anlarım, çünkü zaman zaman etini çaldım.”
”Yahu demircinin iti! Ben sana ne yaptım? Bu sendeki gayret nedir böyle? Hepsi peşimi bıraktı sen hala beni kovalıyorsun ! Der…