DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Böyleleride var!
Sahi bize ne oluyor biz bu kadar vurdumduymaz değildik en azından kendimize has tepkimiz koyardık…
Bugün size içimizden birini değil her geçen gün çoklaşan birilerini anlatarak ne hale geldiğimizi örnekleyeceğim…
Adam çalışma şartlarından son derece mutsuz.
Aldığı maaşla geçinemiyor.
Geliri ile birçok temel ihtiyacını dahi karşılayamıyor.
Ailesine rahat bir yaşam sağlayamıyor.
Hemen her gün zamlardan yakınıyor.
Günleri resmen endişeyle geçiyor.
Çocuklarına iyi bir eğitim sağlayamadığının gayet farkında.
Geleceğe dair hiçbir beklentisi yok.
Kendisinin ve çocuklarının gelecekle ilgili hiçbir umudu da yok.
Kısacası…
Yaşadığı sıkıntı ve sorunlar ile ilgili hemen her gün, hemen her dakika yakınıyor.
Bu yaşadığı olumsuz yaşamın sorumlularını da gayet iyi biliyor.
***
Ama gelin görün ki, kendisinin bu halde olmasına sebep ülke yöneticilerine laf dahi kondurmuyor…
Olumsuz çalışma şartlarını, aldığı maaşın yetersizliğini, hiçbir ihtiyacını karşılayamıyor olmasını, birbiri ardına gelen zamlara olan tepkisini, geleceğe dair umutsuzluğunu, çocuklarının eğitim alamaması ve iş bulamamasının yarattığı olumsuzluğu, kısacası her an yaşadığı endişeyi bir tarafa bırakıyor, tüm bunların sorumlusu olduğunu bilmesine rağmen, ülkeyi yönetenleri canhıraş şekilde savunmayı sürdürüyor.
***
“İyi de! Hem durumundan şikayet ediyorsun hem de bunun sorumlularına laf kondurmuyorsun?” dediğinizde “O başka mesele” diyerek, sosyolojik ve psikolojik açıdan teşhis edilemeyecek bir davranış sergiliyor.
Benzeri bir durumu son aylarda Ordu’da da görmek mümkün.
Adam gördüğü her türlü yerel hizmetlerden yakınıyor, daha iyi hizmet görmek istediğini söylüyor ama iş belediye başkanlarını sorgulamaya geldiğinde laf söyletmiyor.
Galiba: her ne kadar kötü bir hayat yaşıyor olsa da, böylesine kötü bir yaşam sürmesinin sorumlusunun kimler olduğunu gayet iyi bilse de, karşı taraftan yapılan bir eleştiri, bir anda koruma içgüdüsünü harekete geçiriyor…