Onunda herkes gibi kendine has bir tarzı var.
Beğenir beğenmezsiniz orası sizin bileceğiniz iş.
Önce kendisini mağdurların çıkmayan sesi ilan  etti.
Şimdi mi?
Her şeyi dobra dobra, kimseden ıkınmadan sıkılmadan söylüyor.
Yok o ne der?
Yok benim için kötü olur?
Yok siyasi hayatım biter?
Yok alay konusu olurum?
Adam bunların hiç birine aldırış etmiyor.
Kafasına göre doğru neyse onu yapıyor.
Açık ve net bir Gönül ve Dava adamı Cemal Enginyurt…
Şimdi size bu yazdıklarıma itirazı olan var mı desem yüzümüze karşı birileri “yok” diğerleri ise her zaman ki gibi içinizden mırıldananlardan olursunuz.
Önceki gün Ordu’nun siyaset ve sosyal yaşamın önemli isimlerinden fikirlerine her zaman saygı duyduğum ve dikkate aldığım Salih Kalyoncu ağabeyimin işyerindeCemal Enginyurt ile biraz sohbet ettik.
Bu sohbette söylediklerinin altına Salih Kalyoncu ağabeyimin dediği gibi bendeimzamı atarım..
Fındık konusunda rekolte ve fiyat açıklama gecikmesinin üreticiye değil 3-5 fındık baronuna yaradığını söylerken AK Parti Milletvekillerine yaptığı eleştiride sonuna kadar haklıydı.
Eski başbakan yardımcısı şimdiki Turizm bakanı Prof.Dr. Numan Kurtulmuş’un Ordu’da ağabeylik görevini yerine getiremediğini söylerken ortaya koyduğu donelerde sonuna kadar haklıydı.
Emniyet Müdürünün Ordu’da Huzuru sağlayacağı yerde uzur bozan oldu derken bHuzur bozan oldu derken bi

Huzur bozan oldu derken bir kere değil bin kere haklıydı.
Eski AK Parti Milletvekili Mustafa Hamarat’ın parti Genel sekreter yardımcı yapılmasında ortaya koyduğu eleştiride  yine birilerinin söylemeye cesaret edemediğini söyleyerek önemli bir hamle yaparak Türkiye gündemine oturdu.
Büyükşehir Belediye başkanı Enver Yılmaz’ın çalışmalarını dikkatle izlediğini söyleyen Enginyurt bizim derdimiz hizmet yapana kesme takmak değil yanlışı gördüğümüzde eleştirmektir şu an için yapılan hizmetlerin takipçiyiz derken Enver Yılmaz’ı eleştirmiyorsun eleştirisinde bulunanlara da bizim derdimiz üzüm yemek bağcıyı dövmek değil diyerek eleştirmesini de övmesini de biliriz mesajını yolladı.
Şimdi siz söyleyin bize böylesi lazım değil mi?