Ankara’da Anavatan Partisi Milletvekili Rasim Zaimoğlu’nun Karadeniz sahil Yolu projesinin tanıtılacağı  toplantıya bölgenin iş insanları dahil sanatçıları ve Karadenizli Basın mensupları davet edilmişti.

Sadece Giresun’un değil o dönemlerde bölgenin Milletvekili olan Rasim Zaimoğlu toplantıya bölge Bakanları Milletvekilleri ve Başbakan Mesut Yılmaz’ı da davet ettiğini ancak Sayın Mesut Yılmaz’ın programının yoğun olması nedeniyle katılmasının mümkün olmayacağını anlatmıştı bize. Toplantı çok güzel bir organizasyon ile start aldı. Bölge Bakanları Milletvekilleri hatta sanatçıları Karadeniz sahil yolunun bölge için önemini vurgulayarak mutlaka bu ateşin yakılmasını isteyerek bu tür toplantılara İstanbul başta olmak üzere bir çok ilde yapılması düşüncesiyle toplantıyı tamamlayarak ilk adım atılmış olması bizler cesaretlendirmişti. Bundan sonrası çok kolaydı bize göre…

Toplantının keyifle tamamlanması sonrası akşam yemeği için sadece basın mensupları için mecliste yerimiz ayrılmıştı.. Toplantıya işlerinin yoğunluğu nedeniyle katılamayan Başbakan Mesut Yılmaz’ı göremeden görev yaptıkları illere gidecek olan basın mensupları yemeğin tam ortasında Milletvekili Zaimoğlu’na dönerek biz Başbakan’ı hiç değilse yemekte veya yemek sonrası bir çay sohbetinde yanımızda görmek isterdik demeleri üzerine Zaimoğlu oturduğu yerden kalkarak telefona gitti ve Mesut Yılmaz’ın konutunu arayarak “Beyefendi” ile  durumu anlatarak görüşmek istediğini söylediğinde Mesut Yılmaz’ın henüz konuta gelmediğini öğrenince telefonu bana uzatarak şansımızı sende dene demesi üzerine kendimi tanıtarak telefonun ucundaki  Berna hanım ile 3 dakikalık bir görüşme yaparak mutlaka bu akşam Başbakanımızı yanımızda görmek istediğimizi  söyleyerek kendisinden yardım istedim.Notunu aldığını söyleyen Berna Yılmaz hanımefendi tebriklerini ileterek telefonu kapattı.Masaya dönerek arkadaşlara durumu anlattık ama doğrusu umudumuz kalmamıştı. Çay sohbetimizin tam ortasında görevli masaya gelerek Gazeteci Temel Aşar bey telefonunuz var demesi üzerine bizi bir şaşkınlık aldı çünkü meclis lokantasından bizi kim arardı .Telefonu elime aldığımda beni konuttan aradıklarını söyleyen görevliye gülümsedim ve iyi akşamlar dediğimde karşımda yani telin ucunda Başbakan Mesut Yılmaz’ın sesi vardı oda tebriklerini ileterek projeye destek verdiğini Karadenizli siyasetçi olarak her zaman yanımızda olduğunu söylediğinde, Sayın başbakanım biz bölgeden geldik sizi 5 dakikada olsa yanımızda görmek istiyoruz” dediğimizde “peki” diyerek teli kapattı.Masaya döndüğümde arkadaşlara Başbakan gelecek dediğimde hepimizde bir heyecan başladı 15 dakika sonra Başbakan Mesut Yılmaz’ın meclise girdiği haberi geldiğinde ayağa kalkarak kapının yanına dizildiğimizde karşımızda gülenbir yüzle hoşgeldiniz arkadaşlar buyurun oturalım diyen samimi bir devlet adamını gördük.Hep televizyon ve gazetelerde veya mitinglerde gördüğümüz Karadenizli bir Başbakan gecenin yarısında yanımıza geliyor ve bizimle çayımızı yudumlarken sohbetimize katılıyordu bu inanılmaz ve hatıralarımız arasında saklayacağımız en güzel anımızdı… Çay sohbetimizde  sormuştuk kendisine  “siyasette gelecekteki  hedefiniz ne olacak?” Diye…
-“Siyaset tıpkı yaşam gibidir” demişti önce…
Ardından da…
-“Bir varsındır, bir yoksundur.” diye devam etmişti…
Sonrasında da, üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala çok net hatırladığımız şu cümleyi kurmuştu, Mesut yılmaz;
-“yarın ne olacağımız belli olmadığı için aslında siyasetteki hedefin de bir anlamı çok yok.İş sonunda dönüp dolaşıp nasip’e geliyor.”
O zaman çok da anlam verememiştik bu söylediğine…
Cuma  sabahı Mesut Yılmaz’ın ölüm haberiyle uyandık…
O zaman çok da anlam veremediğimiz o cümlesi, sabah öğrendiğimiz ölüm haberiyle daha anlamlı geldi…
İyisiyle kötüsüyle siyasetin yakın tarihine ismini yazdıran bir isimdi Mesut Yılmaz…

Mekanı Cennet olsun ışıklar içinde uyusun…