Şimdi diyeceksiniz ki;
-”İşsizlikten zamlara, hayat pahalılığından hukuksuzluklara kadar bir dolu sorun var ve sen buna mı kafayı taktın?”
Hatta…
-”O kadar sorun ve sıkıntı varken yazmak için bula bula bu meseleyi mi buldun?”diye düşüneceksiniz.
Taktım valla!
Mesele, şehirde yaşamanın bir bedeli olduğunu idrak edememiş, kendinden başka kimseyi umursamayan, kural ve kanun tanımazlığı alışkanlık haline getiren araç sürücülerine taktım!
Yolun ortasında, kavşağı tıkama pahasına, arkasında biriken araçları dahi umursamadan yolcu indirip bindiren taksicilere taktım mesela…

Boşken trafik centilmeni olup, müşteri aldıklarında yolları kendi malları gibi gören, sağ şeridi sahiplenen taksi şoförlerine fena taktım.
10 metre ilerde durması halinde trafiği engellemeyeceği halde, mal indireceği dükkanın tam önünde durmak için trafiği kilitleyen ticari mal dağıtan araçlara taktım.
Araçlarını engelliler içi ayrılan yerlere koyup hiçbir şey olmamış gibi çekip giden araç şoförlerine fena taktım.
Kaldırımlarda engelli araçlarının inip çıkması için yapılan rampalarının önü-ne getirip araç park eden sürücülere taktım.
Hatta…
Park etmiş aracın yanına ikinci sıra park edip, kaldırım üzerinde laklak eden tıkadığı trafiği dahi umursamayan andaval sürücülerin hepsine taktım.
Doğru…
Bir dünya sıkıntı var yazacak.,
Ne yapayım? Ben buna da taktım…