Ana Sayfa Ordu Haber 15 Haziran 2021 444 Görüntüleme

BAŞKAN GÜLER, DEDİKODU ÇEVRELERİNE AÇIK VE NET MESAJ. GETİRİN BELGEYİ GEREĞİNİ YAPAYIM

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, son dönemde Büyükşehir Belediyesi ve yöneticileri hakkında haksız, yalan, yanlış ve algı operasyonu şeklinde gerçekleşen söylentilere sert cevap verdi.

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, son dönemde Büyükşehir Belediyesi ve yöneticileri hakkında haksız, yalan, yanlış ve algı operasyonu şeklinde gerçekleşen söylentilere sert cevap verdi. Başkan Güler, “Dedikodularla, duyumlarla, iftiralarla bir yere varılmaz. Getirin belgeyi gereğini yapayım” diyerek açık ve net konuştu.

Ordu Büyükşehir Belediyesi Meclis Toplantısında açıklamalarda bulunan Başkan Güler, Ordu’nun dedikodu ile anılan bir şehir olmasından büyük rahatsızlık duyduğunu belirtti. Bu durumdan artık kurtulmak gerektiğini belirten Başkan Güler, gerek Büyükşehir gerekse yöneticileri hakkında son dönemde haksız, yalan, yanlış ve algı operasyonu şeklinde gerçekleşen söylentilere sert tepki gösterdi.

“AÇIK VE NET OLUN, DEDİKODU YAPMAYIN”

“İki yılı aşkındır Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin Başkanlığı’nı yapıyorum. Geçmişten bu yana Ordu’da gördüğüm bir şey var. ‘Öyle duyduk, öyle yapılıyor’ şeklinde. Hep bu tür duyumlarla ve dedikodularla hareket etme alışkanlığı giderek yaygınlaşıyor. Bu tür şeylerin bizim gündemimizde olmaması gerekiyor. Her şeyin net ve açık olması gerekiyor. Belgesi olması lazım. Dedikodu ile hareket etmeyecek kadar cesur olmalıyız. Eğer herhangi bir şey varsa belgeyi bilgiyi getirirler, bende gereğini yaparım”

“GETİRİN BELGEYİ, DENETİM, TEFTİŞ, MAHKEME DAHİL GEREĞİNİ YAPACAĞIM”

“Ordu’nun bu durumunu bilimsel olarak inceletiyorum. Politik-psikoloji diye bir durum var. Bilim adamaları ile sosyologlarla bu çalışmayı yapıyorum. Ordu’daki bu yanlış alışkanlık herkesi kapsamıyor ufak bir grubun alışkanlık haline getirdiği bir durum.

Herhangi bir iddia, iddia edilen tarafından ispat edilir. Öyle bile olsa bana bilgisini belgesini getirin ben kendi elimle bu incelemeyi yaptıracağım, soruşturmayı açacağım. Gerekiyorsa denetim, teftiş ve mahkeme dahil gereğini kendim için dahi olsa, kendime dahi soruşturma açacak kadar açığım. Çünkü biz buraya geldik, bu çalışmaları yapıyoruz. Duyumlarla, iftiralarla eğer böyle bir şey varsa bilgisini belgesini getirin en ufak tereddüttünüz olmasın kendim bu işi başlatır, gereğini de yaparım”

“DAHA DÜN OTOPARK İLE İLGİLENEN ORBEL, BUGÜN BÜYÜK BİR ŞİRKET OLDU”

“Burada çok büyük bir çıkar grubu var. Daha doğrusu büyük olmayan çıkarın küçük insanlar tarafından kullanılma hastalığı var. Bunu da biz toparlıyoruz. Belediyenin şirketleri var. Örneğin ORBEL. ORBEL daha evvel otoparklarla ilgilenmiş, burada 1-2 arabanın konması ona bir takım ayrıcalık tanımamız bile Ordu’nun gündeminde yer alacak kadar şanssız bir durumdayız. Ne yaptık. Böyle bir ORBEL’i biz bir şirket haline getirdik. Asfalt yapan, taş ocağı çalıştıran bir grup oldu”

“RANT ÇEVRELERİNİN AYAĞINA BASTIK”

“Şunu gördüm farkında olmadan çok ayağa basmışız. Görüşmelerden başvurulardan ve ifadelerden anlıyoruz. Ve biz asfaltı geçen yıl eğer böyle bir yol takip etmeseydik Eylül ayına kadar sıfır çekecektik. Bu seferde Büyükşehir iş yapmadı olacaktı. Biz orada bir inisiyatif kullandık, kendi makinalarımız satın aldık mal sahibi olduk. Asfalt plenti aldık mal sahibi olduk. Taş ocağına başvurduk sahip olduk. Ve şimdi cayır cayır iş yapıyoruz. Bunu yaparken çokta ucuza yapıyoruz”

“SİYASET DEDİKODU İLE DEĞİL ERDEMLE YAPILIR”

“Biz burada halkın çıkarları, hakları bizim için önemlidir. Hak kadarda sorumluluk söz konusudur. Hak aynı zamanda sorumlulukla beraber, hak ve sorumluluk beraber. Bunu yaparken siyasette de ahlakın erdemin hakim olmasını istiyoruz. Dedikodu ile değil. Varsa bilgi belge getirirler ben gereğini yaparım. Hatta kendim işin içerisindeysem kendim için bile soruşturma açtırırım, açıkça söylüyorum. Bu bakımdan ricam, dedikodularla, bunu diyorlar, şunu diyorlar demek yok”

“YALANA İNANAN KESİM HUZURU BOZAR”

“Politik-psikolojide yalancının payı diye bir pay var. Literatüre geçmiş. Bir yalanı söylüyorsunuz, sonra karşı taraf bunu yemin billah ediyor ortaya koyuyor. Buna rağmen yüzde 15 inanan çıkıyor. Böyle bir yüzde 15 çok büyük sıkıntılara sebep oluyor. Manevi olarak kul hakkı denen bir şey var, insan hakları denen bir şey var, masumiyet karinesi diye bir şey var. Buna rağmen ortamı bozacak, yatırım ortamını huzuru kaçıracak durumlarla karşı karşıyayız. Ben çocuklarımız için torunlarımız için hepimizin geleceği için daha mutlu Ordu’nun olmasını istiyorum”

“KARADAKİ MÜSİLAJ COVİD’DEN DAHA TEHLİKELİ. BUNU DA BİZ TEMİZLEYECEĞİZ”

Müsilaj denilen şey sadece denizde olmuyor, bizde karada da müsilaj belirtileri var. Bunu biz temizlememiz lazım, bu dezenfeksiyonu yapacağız. Bu çok az bir şey, halkta böyle bir şey yok, halkımızın büyük ölçüde çok memnun, kamuoyu araştırması yapıyoruz halkımız meclisimizden de bizden de çok memnun. Ama böyle bir müsilaj durumu var burada, vaziyet var. Dezenfeksiyonu birlikte yapacağız. Bu Covid’den daha tehlikeli. Çünkü hepimizi sıkıntıya sokuyor. Bu sorumluluk hepimizin üzerinde. Ve ben istiyorum ki, her şeyi belgeli bilgili yapalım, herhangi bir şekilde ısrar ediyorsa da ben bu sefer tersinden hukuka başvuracağım. Biz bu ismi kolay yapmadık. Bu duruma kadar tertemiz geldik, sonuna kadar da hata yapmaya hakkımız yok”

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri