Ana Sayfa Yazarlar 10.10.2017 326 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Anlayana

 

Kolay değil sizlerle haftanın 5 günü bu köşede birlikte olmak sizlerle gündemi farklı biçimde paylaşmak. Gazetemin kuruluşundan bugüne geçen zaman içinde kendime göre bir “yol-yöntem” tutturmuş gidiyorum … Buna: Kimileri; “evirme kıvırma!” Kimileri; “satır arası yapma!” Kimileri; “doğru dürüst anlatsana!” Kimileri de; “şunun tamamını yazsana” diyerek olumlu veya olumsuz eleştiri getiriyor. Gerçi, “kimileri getiriyor”, ama biz bildiğimizi okumaya da devam ediyoruz. Hoca ile cemaat misali!

Neden böyle yapıyorum? Ya da neden böyle bir yazma şeklini tercih ediyorum? İstiyorum ki: Birileri; “leb demeden leblebiyi” anlasınlar! Birileri; “zihinlerini zorlasınlar” öğrensinler! Birileri; “lâfın tamamını yazmadan” idrak etsinler! Birileri; “akıllarını ve iradelerini başkalarına emanet” etmesinler! Birileri; “Allah’ın kendilerine verdiği tek ayrılacağın akıl kullanmak olduğunu” anlasınlar”

Neden mi? “Lâfın tamamının deliye değil, salaklara söylenebileceğini” bilsinler! Salaklığın delilikten daha beter olduğunu anlasınlar! Nasıl mı? Hani, Bakırköy Hastanesi’nde “Deli” diye tedavi edilen hastanın “akıllı” diye geçinen dışarıdakilerin yaptıklarına; “Deliyiz dedikse, salak da değiliz ya” diye verdiği tepki var ya!

Hah işte,  öyle bir şey.

Peki niye “durup dururken” ve de “onca zamandan sonra” böylesine bir “dem vuruş” sergiledik onu da yazdığımız yazılardan zaten anlıyorsunuz.

Boşunda dememişler sözü fazlası …..

 

 

 

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri