DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
“Allah fakir fukaraya güç kuvvet versin”
İsmetpaşa Caddesi üzerinde çay ocağında küçük bir masa etrafına toplanmış, yarısı esnaf yarısı emekli 6-7 kişi sohbet ediyor…
Selam verdim, buyur ettiler.
Oturdum ilk defa çay içermisin diye soran olmadı!
Konu: Hayat pahalılığı, enflasyon ve zamlar…
***
İçlerinden biri başlıyor konuşmaya;
-“ Elindeki Traş bıçağını göstererek hiçbir şeye değil de şu tıraş bıçağına 130 lira vermek içime oturuyor” diyor. “Tanesi 30 liraya geliyor mübarek!”
***
Diğeri atlıyor konuya:
-“Sen öyle diyorsun da. Diş macununa ne demeli? Sürekli aldığım diş macunu 45 lira olmuş. Diş macunu bu yahu!”
***
Biraz yaşlıca olan söze giriyor:
-“Dün okuldan torunumu aldım. Aynı sokakta oturan 3 arkadaşı daha vardı yanında. Eve yürüyerek giderken torun, “Dede bize dondurma alsana?” demeye başladı.
Ne kadar aç karnına dondurma yenmeyeceğini, akşama alacağımı söyledimse de tutturdu “şimdi al” diye. Girdik yol üzerindeki pastaneye. Önce birer top alacaktım. Baktım çok küçük geldi. Hadi dedim ikişer top ver hepimize… Verdiğim para 60 lira. Böyle fiyat olur mu? Çoluk çocuk yazın dondurmayı bu fiyatla nasıl yesin?”
***
Sohbete artık herkes aynı anda katılır oldu birden…
Kimi iyi Tereyağı’nın 160 lira olmasından, kimi 100 liranın altında Peynir olmamasından, kimi ise bir tanıdığının kiralık ev aradığını, 3 bin liranın altında bulamadığından bahsetmeye başladı.
***
O arada esnaf olan, üç gün önce mal bağlantısı yapacağını, araya başka işler girince bugüne bıraktığını söyleyip “Üç gün önce alsaydım 14.700 lira verecektim. Bugün aynı mala 15.600 lira verdim. Üç günde 900 lira artmış. Şimdi bu fiyata göre etiket değiştireceğim. Kime satarım bilemiyorum?”diye başladı konuşmaya…
***
Sonuç olarak;
Sadece dinlemekle yetindiğim, Çay ocağında masa etrafında toplanan o 6-7 kişinin derdi aynıydı…
Hayat pahalılığı, enflasyon, birbiri ardına gelen zamlar…
Hepsinin de lafını bitirdikten sonra temennisi birbirinin adeta tıpkısıydı…
-“Allah fakir fukaraya güç kuvvet versin. Gerçekten çok zor!”