Ben Cumhurbaşkanlığı sistemi diyorum birileri Başkanlık sistemi diyor.

Bu Başkanlık sistemi gündeme getirildiği günden bu yana, Nedir? Ne değildir?” diye yazılıp çiziliyor TV’lerde anlatılıyor, Birçok aklı selim yazar-çizer gibi benim de AMACIM insanımıza, başkanlık sistemi hakkında bir şeyler karalamaktı ama o kadar farklı anlatımlar var ki bende vaz geçtim.

Çünkü,  Sokakta veya bir ortamlarda yapılan sohbetlere bakıyorum EVET taraftarları olanlarda sıkıntı yok HAYIR diyeceklerde zaten öyle ortamlarda bulunmamaya gayret gösteriyorlar.

Bazıları korkudan kararını söyleyemeyenler var diyor.

Oysa; Korku aklın sahip olduğu en değerli şeylerin önünü kapatır, zihin dünyamızda tüm verimli düşüncelerin önüne geçer, sezgilerimizi yok eder, eylemsizlik ve kabullenme durumuna geçeriz ki, bu da bizim bilinçli sorgulayan yanımızı etkisiz hale getirir. Ne yazık ki, büyük toplumsal hareketler ve önemli kararlar alma öncesi, kullanılan korku dili ve üretilen korku hikâyeleri, ülke siyasetini yönlendirme geleneği haline gelmiş durumda dense de ben  kabullenmiyorum..

Siyasetin kendine taraf yapmak ve saflarını sıkıştırmak adına ürettiği bu sahte korkular, verimsiz, atıl, kendi kararlarını kendi alamayan bir insan modeli yaratıyor ki, bu da, ne inancımıza, ne ahlakımıza ne de demokrasi geleneğimize uygun bir çalışma (propaganda)  modeli olmamaktadır…

Nihayetinde,  insan onuruna ve değerlerine gösterilen saygı ve sahip çıkış, siyasetin topluma vereceği en güzel mesajdır…

“Ahlak ne yaptığımızda değil onu neden yaptığımızda ilgilidir. Doğru davranışta bulunanlar bilir ki, karar akla dayanmalıdır.”

Onun için kararımız verirken sadece Aklımızı Bilgimizi kullanalım yeter..

Çünkü Akıl ve Bilgi bizi doğru yola götürecektir ama korku tünelinde değil…