Ana Sayfa Yazarlar 24.07.2017 387 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Kurtlar ve Çakallar

 

Çevremize baktığımızda şık giyimli, kravatlı, özenle kendini piyasaya hazırlayan birçok insan görürüz. Ne yaptıkları, ne işlerle uğraştıklarını bilmeyiz, gördüğümüzde sanki bir yerlerde Bürokrat veya bir şirket sahibi sanırız.
Aslında bu tip insanlar çakallar gibi, kurtlardan kalan kemik parçalarını kemiren insanlardır. Bugün niye böyle? Hayatta almadığımız dersler var, buna ben de dahilim, hayatım boyunca birçok insan tanıdım, sadece giyimine baktım. Kafasının içini çözemedim. Yıllar öncesine gideceğim. Mesleği yürüttüğüm sıralarda Samsun’da bir kahvehane sahibi benden destek istedi.
Yapılmayacak bir işi yaptım bankadan kredi çektim ve kardeşini borç nedeniyle aranmaktan kurtardım. Kardeşinin ödeyeceği parayı ödedim sonra o arkadaşım kardeşi ile yurt dışına giderek sırra kadem bastı benim parada toz oldu.
Hayatım boyunca bu tür kazıkları zaman zaman yemeye devam ettim, insanları kendim gibi, karşılıklı sevgi ve saygı içinde gördüm. Sıcak dost yaklaşımlarını her zaman dost olarak bildim. Yanıldım, hayatım boyunca gerçek dost dediklerim beni hep yanılttılar. Bunlar gibi çok olaylar oldu..
Şimdi o bahsettiğim arkadaşın ölüm döşeğinde olduğunu ve benden helallik istediğini duydum.
Ben sadece Allah kendisine şifa versin diyorum.
Bir dokun bin ah işit kelimesi var ya… İşte o kelime bazı insanlara uyar, buna da uyan kelimelerden biri, Kafası şarz etmeyen, basmayan, sadece dedikoducular gibi, sağa sola laf taşıyan insanların benim gözümde yeri fare yuvasıdır. Maalesef hayatın içinde kendi kişiliğini gizleyen, yüzüne baktığında samimi görünüp arkandan dedikodu yapan insancıklar var. Bu insancıklar maalesef toplumda yer bulmaya devam ediyor. Bazen duyduğumuz sözlerden biri… ‘Nesil bozuldu’ Bozulan nesil değil, kötü eğitim, kişilik, haysiyet sorunu var. Bu insanlara baktığınızda camide herkesten önde yer alırlar. Camiye oturduklarında ise sağa sola bakarak kendilerini ön plana çıkartmaya çalışırlar.
Ben buradayım.Bazılarının İçi mikrop, fesat, her türlü hile ile dolu , zikre eğildiğinde ise kafasında tilkiler dolaşır. ‘Kimi gambazlasam, kime kuyu kazsam, kimin hakkında ne söylesem, başarılı insanları nasıl küçük düşürürüm’ diye düşünürler. O kadar çok şey düşünür ki bazen beyni karışır. Bu insanlar için ne denmeli? Haysiyetsiz desem, az olur. Şerefsiz desem, şerefsizlere hakaret olur,  insan diyemeyeceğime göre, insan kılığına girmiş şeytan olabilir mi? Boş verdim yakıştırmayı siz yapın. Çakalları konuşmaya fazla gerek yok, her dürüst insanın hayatında mutlaka bazı çakallar türemiştir, bizim de kaderimiz bu…
İnsanları tanımak için beynini açmaya veya kalbini açmaya gerek yok. Çakalların her zaman leşlerle beslendiğini hepimiz biliyoruz. Ya kümese saldırır, ya da leşlerle beslenir. Dürütler yaşadıkça bu çakallar da yaşamaya devam edecek. Bu yazıyı üstüne alanlar olacak, işte onlar gerçek çakallardır. Biz kurtlar çalışmaya devam edeceğiz, ancak çakalları da yanımıza fazla yanaştırmamalıyız. Anlayana…

İlginizi çekebilir

YAZIKLAR OLSUN…

YAZIKLAR OLSUN…

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri