Ayların sultanı Ramazan kapımızı çaldı ve misafirimiz oldu. Bu vesileyle bir kez daha Mübarek Ramazan ayının bütün İslam dünyasına barış ve huzur getirmesini diliyoruz. Ekonominin zorlandığı şu günlerde unutmamalıyız ki, her Ramazan bereketiyle gelir…
Sofralarımızda bir bardak su bir tas çorba bir parça ekmek en büyük mutluluğumuz olmalı..
İftar sofralarımız asla “İSRAF” sofraları olmamalı…
Bakın ülke olarak çok sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz.
Bir kez daha söylemekte yarar görüyorum bizim bizden başka dostumuz yok…
Toplumsal barışa en çok ihtiyacımız olan şu günlerde birbirimize kardeşçe ve dostça yaklaşmalıyız. Fikren, zihnen farklı olabiliriz ya da başka dünyaların insanları olabiliriz ama bu bizim birbirimize hoşgörüyle bakmamıza engel olmamalı.
Toplum olarak, millet olarak daha fazla huzura ve barışa ihtiyacımız var. Ne diyor halk ozanımız Yunus Emre, ‘Yaratılanı hoş gör, Yaradan’dan ötürü.’ Sadece Ramazan ayı değil, her zaman bütün Müslümanların bu anlayışta olması gerekmez mi? İslâm dini hep hoşgörü dinidir diyoruz ama maalesef birçok savaşın da İslâm ülkelerinde cereyan ettiğini gözlerden kaçırmamalıyız. Tabii ki bunda dış güçlerin, karanlık odakların birçok etkisi var ama biz Müslümanların hiç mi kabahati yok? İslâm sözcüğünün ‘barış’ anlamına geldiğini aklımızdan hiçbir zaman çıkarmamalıyız.
Bu vesileyle bir kez daha mübarek ramazan ayının bizlere huzur birlik ve beraberlik getirmesini diliyorum..