VATANDAŞ NE BEKLİYOR?
İşsizlik, emekli maaşları, yüksek gelen elektrik ve su faturaları, dolmuş zamları, sosyal ve kültürel alanların yetersizliği, kreşlerin yetersizliği, dershane ücretlerindeki anormal artış, otopark ve ulaşım sorunu adeta Trabzon’un kaderi haline gelmiş durumda. Türkiye Emekliler Derneği Genel Başkanı Kazım Ergün, yaptığı açıklamada “TÜİK rakamlarını dikkate alarak bir hesaplama yapılsa dahi en düşük emekli ikramiyesinin 5 bin 679,08 TL olması gerekir” dedi. Son 6 yılda dini bayramlarda ödenen bayram ikramiyesi ile 2018 yılında küçükbaş kurbanlık alan emeklilerin 2024 yılında sadece 4,5 kilo et alabildiğini ifade eden Kazım Ergün, TÜİK’in rakamlarına göre bile yüzde 184 reel kayba uğradığını kaydetti.
Böyle Biline…
Televizyon ekranlarında ya da Gazete sayfalarında veya Radyolarda…
Herhangi bir fikrin; Şiddet içermemek şartı ile seslendirilmesi; Kişinin düşündüklerini ifade etme özgürlüğüdür…
Çünkü…
Bir fikir başkaları tarafından” yanlıştır” diyerek eleştirilemez…
Nedeni ise; Fikrin yanlışı olmaz çünkü fikir sahibinin doğrusudur…
Ama…
Bilginin ve haberin yanlışı da yalanı da olur…
Televizyon ekranlarında, Gazete sayfalarında veya radyo kanallarında yanlış bilgi vermek; Bir hastaya ilaç yerine zehir vermekle eşdeğerdir.
Bir Eczacı kişiye ilaç yerine zehir vermişse, İfadesi alınır yargılanır ve mahkum edilir…
TÖREN HEP ÖNDE
31 Mart tarihinde yapılacak olan yerel seçimler için siyasi partiler, sandık gününün yaklaşması ile seçim çalışmalarını hızlandırarak devam ettiriyor. Büyükşehir Belediye başkanlığına gecikmeli aday çıkaran CHP’nin asıl hedefi Altınordu Belediye başkanlığını kazanmaktı onun içinde aylar öncesi Gülyalı Belediyesinde 4 yıl yan gelip yatan ismi Altınordu Belediye Başkanlığına aday göstermesi ve oluşturduğu Belediye Meclis listesine tepki gösteren partililerde küskünlüğe yol açtığını görüyoruz.
CHP’de bu olumsuzluk yaşanırken AK Partinin ikinci dönem için haklı olarak aday gösterdiği Belediye Başkanı Aşkın Tören’in Altınordu ilçesinin her noktasında vatandaşlarla buluşarak gönüllere nasıl girileceğini gösteriyor.
Onun için diyoruz ki madem ki; “İş Bilenin Kılıç Kuşananın” mesele burada bitiyor çünkü yaptığı hizmetleri ve samimiyetini görünce Altınordu Belediye Başkanlığı koltuğu Aşkın Tören’e çok yakışıyor demeden geçemeyeceğiz.
Zaten sokakların kendi aralarında yaptığı en önemli GÖNÜLLERE girmek anketinde Altınordu Belediye başkanı Aşkın Tören’in açık ara önde olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz.
Sosyal Medya!
Sosyal medya, günümüzde hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Ancak, bu dijital platformlar bizi birbirimize daha çok bağlarken, aynı zamanda yalnızlığı da artırıyor.
Sosyal medyanın sunduğu anlık iletişim imkanları, uzak mesafeleri kısaltıyor ve farklı kültürleri bir araya getiriyor. Ancak, bu sürekli bağlantı hali, gerçek dünyada yaşanan sosyal ilişkileri gölgede bırakabilir.
Bir fotoğraf paylaşımının altına yüzlerce beğeni gelirken, gerçek hayatta karşılaşılan zorluklarla başa çıkma konusundaki destek eksik kalabiliyor. Sosyal medya, yüzeydeki ilişkileri güçlendirirken, derin bağlantıları ihmal edebilir.
Sosyal medya, dengeli bir şekilde kullanıldığında harika bir iletişim aracı olabilir. Ancak, gerçek dünyadaki ilişkileri göz ardı etmemeli ve sanal bağlantılarla gerçek anlamdaki etkileşimleri dengelemeliyiz. Unutmamalıyız ki, gerçek bağlantılar, sanal dünyanın ötesinde yalnızlığı önlememize yardımcı olabilir.
AK PARTİ KABADÜZ’DE SORUN YAŞAMAZ…
Ordu siyasetinin duayen isimleri ile AK Parti Kabadüz Belediye Başkanı ve Başkan adayı Yener Kaya’yı konuştuk. Hasan emmim her ne kadar Yener Kaya’ya kızgın olsa da Yener başarılı bir seçim süreci götürüyor Kabadüz’de seçimleri alır dedi. Yener Kaya’nın makam-mevki peşinde olmayan bir karakter olduğunu hizmet adamı olmaktan öte gönül adamı olduğunu söyleyen Tevfik abide her zaman sevdiği takdir ettiği bir isim olan Yener Kaya’nın” partili partisiz hiçbir kimseyi küstürmeden ayrıştırmadan ötekileştirmeden partisine destek noktasında sahada çalışıyor.” Diyerek bana göre AK partinin sorun yaşamayacağı Altınordu ilçesinden sonra Kabadüz geliyor demesine sohbetimizde bulunan 6 kişiden 5 oy alarak yola devem mesajı ortaya çıktı.
İmam ve Tanrı!
Bir köyün camisinde, imam cemaate vaaz vermektedir. Ansızın içeri dalan bir köylü, köyü sel basmakta olduğunu haber verir. Bütün cemaat hemen kendilerini dışarı atıp kaçar. Sadece imam, bütün ısrarlara rağmen köyü terk etmeyi reddeder ve Tanrı’nın kendisini koruyacağını söyleyerek camide kalır.
Kısa bir süre sonra sular camiye ulaşır, imam çaresiz minareye çıkar. Sular minarenin ilk katına yükselirken bir tekne imamı kurtarmaya gelir. Ancak dini bütün imam, Tanrı’nın kendisini koruyacağını söyleyerek tekneye binmez. Sular yükselir. İmam ikinci kata çıkmak zorunda kalır. Bir tekne daha gelir, ancak imam yine Tanrı’nın kendisini koruyacağına inancının tam olduğunu söyleyerek tekneye binmez. Sular iyice yükselir. İmam artık minarenin en tepesindedir. Bir helikopter yaklaşır. İçindekiler, durumun kötü olduğunu anlatarak, imama helikoptere gelmesi konusunda ısrar ederler. İmam helikoptere binmeyi de reddeder. Bir süre sonra sular iyice yükselir ve imam boğularak ölür.
Kendisini ahiretin kapısında melekler karşılar.
Melek: ‘Hoş geldiniz, buyurun…’
İmam: ‘Cennete girmek istediğimden emin değilim..’.
Melek: ‘Neden?..’
İmam: ‘Tanrı’ya biraz kırgınım….’
Melek: ‘Ne oldu ki?..’
İmam: ‘Ben hayatımı ibadet ederek geçirdim, insanlara hep iyilik yaptım, günahtan uzak durdum. Yaşadığım köyü sel bastı, herkes kaçtı ama Tanrı’nın beni kurtaracağına inandığımdan ben kaldım. Görüyorsunuz ki şimdi buradayım…’
Tam bu sırada yukarıdan Tanrı’nın sesi duyulur:
‘Salağa, iki tekne, bir helikopter gönderdik. Kurtarmak için daha ne yapacaktık? Böylesine geri zekâlının benim katımda da yeri yoktur.’
Yukardaki fıkrayı benim milletime uyarlamaya kalkacak olursak… Muhtemelen Tanrı o gün geldiğinde bu ülke insanlarına şöyle seslenecektir;
‘Ben bu ulusa örnek alsınlar ve onu izlesinler diye Mustafa Kemal’i gönderdim. Musibetlerden kurtuluş yolunu, onun eliyle bunlara göstermeye çalıştım. Ama onlar halâ benden medet umuyorlar… Eh ben daha ne yapayım? Her kurtuluş için bir Mustafa Kemal gönderemeyeceğime göre her biri Mustafa Kemal olmayı öğrenmeli…’
Bu anlatımdan yola çıkarak ülkemizin kurtuluşu, milletimizin var olması, bayrağımızın özgürce dalgalanması, cumhuriyetimizin yaşaması, demokrasinin var olması adına dini kendilerine argüman seçenlerin değil zaman Atatürk’ün izinden gitme zamanıdır. Sonra kimse acıdı demesin.