Şimdiden hatırlatmakta yarar görüyorum…

Türkiye’de olduğu gibi Ordu’da da bugün açıklanması beklenen ancak 9 Mehmetçiğimizin şehit olması nedeniyle ertelenen aday tanıtım toplantısının ne zaman yapılacağı konusunda son sözü söyleyecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır.

Belediye Başkanları adayları için özellikle AK Partide yeni, bir süreç başlıyor. Görevdeki belediye başkanları yeniden aday gösterilip seçimi kazanmaları halinde görevlerine devam edecek; kimileri de o makamları bir başkasına devredecek…

Ordu’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı tamam şimdi gözler Altınordu, Fatsa Ünye ve diğer ilçelerde…

Benim şahsi kanaatime göre Altınordu, Ünye, Kabadüz, Ulubey ve Fatsa’da  değişim yaşanmayacağı elbette bu ilçelerde adaylık bekleyen partinin ağır topları var.19 ilçeden 3 ilçenin MHP’ye bırakılması ile 17 Belediye başkanlığı için yeni ve zor bir sürecin başlayacağına tanık olacağız.

Belediye başkanlığı, önemli bir görevdir…

İnsanlar, görevdeyken yoğunluk içinde bazı şeylerin de farkına varamıyor…

Belediye başkanı; mesai mevfumu olmaksızın doğumda, düğünde, ölümde, kısaca tasada ve kıvançta halkın yanında bulunmak zorunda…

Çünkü, o bir anlamda, “şehremini”dir yani şehrin emanet edildiği insandır…

Kendisine ihtiyaç duyulduğunda kırarak dökerek değil, “tamir” ederek çözüm üretendir…

Neredeyse yarım asra ulaşan meslek hayatımda; kimler geldi, kimler geçti…

Sonrasında kimler ne iken ne oldu?..

Yaşananların hepsi adeta ibretlik bir öyküdür…

Hayatın olağan akışı içinde yılların süzgecinden geçip, yanlışlardan arındırılan bu tecrübelerden kendilerine pay çıkaranların; geçmişteki benzer hataları yapma şansı, o yüzden çok az olacaktır…

Eğer aksi olursa, akıbetler ortada…

Bir insanın kendi kendine verdiği zararı, 40 düşmanı bir araya gelse veremez!..

“Keşke” sözcükleriyle başlayan pişmanlıkları yaşamamak için ders almak gerekir…

Ve elbette Çiçero’nun şu sözü de unutulmamalıdır:

“Hayat yokuşunu tırmanırken rastladığınız insanlara iyi davranın; inişte yine onlara rastlayacaksınız”…

Yazıya noktayı Hz. Mevlana ile koyalım:

“Ne oldum değil, ne olacağım demeli”…