Ana Sayfa Tokmak 24 Aralık 2023 766 Görüntüleme

TOKMAK

İçimizdeki Çocuk….

“İnsanlar çocukken daha mutludur.

Çünkü her zaman oldukları gibi davranırlar.”

Çocukken kaç kişi aşk yaşadı!

Hocam çocukken aşk mı olur?

Hadi sevgi deseniz olur da aşk olmaz?

Aşk dediğin cinsellik içerir.

Aşk demek dert demektir.

Aşk demek uykusuz gece demektir.

Aşk olmadığı için çocukluğunu mutu yaşarsın.

Arkadaşlıklar içinde en iyi kimle anlaşırsan,

O arkadaşınla kan kardeş olursun.

Genellikle parmak, el ya da kol kısmında küçük bir kesik oluşturur.

Kişiler bu kesikleri birbirine bastırır.

Böylece kan kardeş olurlar.

Çocukluk hayal etmektir.

İstediğin gibi hayal ederek büyüdüğünü görmektir.

Büyürken o istediklerini yanında görmektir.

Çocukluk şefkatli olmaktır.

Yaratılan her şeyi sevmektir.

Paranın değerinin olmadığı zamandır, çocukluk.

Arkadaşlığın dünyanın maddesel boyutuna muhtaç olmamaktır.

Aç olduğun halde, aldığın simidinin yarısını paylaşmaktır.

Çocukluk dediğin saflığın timsalidir.

Her davranışın içtenliklidir.

O davranışın ne getireceğini düşünmezsin.

Onun için içinizdeki çocuğu öldürmeyin.

 

 

 

“BU ANKETLERİ KİM YAPTIRIYOR”

Telefonunuz çalıyor.

Arayan 312 ile başlayan bir telefon numarası.

Açtığınızda karşınıza bir telesekreter çıkıyor ve bu aramanın bir seçim anketi olduğunu söylüyor.

Ardından da;

“AK Parti’den Altınordu Belediye başkan adayı olarak 4-5 isim sayıyorlar ve hangi adayı istiyorsanız verdikleri numarayı tuşlayın diyorlar.

Sorulara ve soruda yöneltilen isimlere baktığınızda bu anketin parti tarafından yapılmadığı anlaşılıyor.

Hatta…

Anketin, ankette yer alan isimlerden biri tarafından da yapıldığı anlaşılıyor.

Merak ettiğimiz: bu anketin sonuçlarının anketi yaptıran isme ne gibi bir faydası olacağı?

Bana kalırsa faydasından çok zararı olur.

Zira…

Anketin zoraki yapıldığı o kadar aşikar ki.

 

 

 

HİÇBİR YERDE GÖREMEZSİNİZ BU MANZARAYI…

Mesainin olduğu sabah saat 10.00-11.00 arası çıkın sokağa…

Ya da…

Öğleden sonra 14.00-15.00 arası yapın aynı işi.

Kalabalıktan sokakta yürüyemezsiniz.

Refah düzeyi yüksek hiçbir ülkede yoktur bu.

Refah düzeyi yüksek hiçbir ülkenin cadde ve sokaklarında, hafta sonları hariç bu saatlerde bu denli kalabalık öremezsiniz.

***

Çünkü…

Herkes işinde gücündedir.

Bizde sadece cadde ve sokaklar mı?

Üretimin olmadığı, başta Kahvehaneler, Kafeler, AVM’ler Ganyan ve İddia bayileri olmak üzere her yer ağzına kadar doludur.

***

Mazallah refah düzeyi yüksek bir ülkenin vatandaşı gelip görse bu manzarayı, sürekli çalıştıkları için kendi ülkesini fakir, sürekli yattığımız için bizi zengin zanneder!

 

 

 

Sen hiç yaşamadın ki!

Daha doğarken koydular senin adını “İT” dediler

Hani o insanların birbirlerine hakaret etme aşağılama amaçlı kullandığı sözü İt aşağı it yukarı ne de olsa köpek, ne olmuş sanki üç beş it öldüğünde telef oldun

Öldü demek bile çok görüldü sana..

Aynı eşya gibi.

Sen hiç yaşamadın ki

Zaten doğduğun anda ölmüştün.

 

 

Küçük Esnafı Yaşatmak…

Asgari ücret; yasal bakımdan işçilere ödenebilecek en düşük ücret seviyesidir ve bu insanların belirlenen sınırın altında çalıştırılamayacağını gösterir…

Asgari ücret; gıda, konut, giyim, sağlık ve ulaşım gibi ihtiyaçların günün fiyatları üzerinden en az düzeyde karşılanabileceği varsayımıyla hesaplanır…

Ancak, asgari ücret komisyonlarında yapılan hesapların hiçbiri, gerçek anlamda çalışanları tatmin edici olmamıştır…

Hele de enflasyonun parayı pula çevirdiği dönemlerde…

İhracata yönelik faaliyet gösteren firmalar ile iç pazarda güçlü olan şirketler, asgari ücrete yapılan zamları, anında ürettikleri ürüne yansıtarak, farkı kapatabilmektedir…

Ya küçük esnaf ne yapacaktır?..

Kasap, bakkal, manav, berber, fırıncı, matbaacı,marangoz-mobilyacı, oto tamircisi- oto yıkamacı, madeni eşya ve lokantacı bu işin altından nasıl kalkacaktır?..

Esnaf, yanında çalıştırdığı işçiye, bu ücreti verebilecek midir?..

Yeni asgari ücretin belirlenmesinden sonra küçük esnaf ve sanatkar, işyerindeki işçi sayısını ya en aza düşürmekte ya da işten çıkardıklarının yerini aile bireyleriyle takviye etmektedir…

Kimileri de işten çıkarmak zorunda kaldığı çalışanına, düşük ücret teklif etmek zorunda kalmaktadır…

Bu durumda, peyderpey de olsa işten çıkarmalar nedeniyle SGK da prim kaybı yaşamaktadır…

Hükümet; hem işveren olarak küçük esnafın mağduriyet yaşamaması hem de çalıştırdıkları insanların işsiz kalmaması için bir destek formülünü bulmak zorundadır…

“Asgari ücret 25 bin lira olsun” elbette…

Ancak, bu parayı ödeyenler arasında sadece büyük firmalar değil, küçük esnaf ve sanatkar da vardır…

Unutmayalım ki; küçük esnafı yaşatmak, bir anlamda toplumu ayakta tutmaktır!..

 

 

 

Okuyucu İsteği…

Gazetemize gelerek önemli bir konuda konuşmak istediğini söyleyen okurumuz, son zamanlarda gündemde yer alan başıboş sokak hayvanları ile ilgili söylemleri doğru bulmadığını ifade ederek bizlerin aracılığı ile Ordululara seslenmek istediğini söyledi.

Okurumuz, “Ben bir hayvan severim ve son günlerde ‘başıboş’ denilen canlılar için söylenen sözleri kabul edemiyorum. Sanki insanlığın canına kast ediyorlarmış gibi bir tutum sergiliyor herkes. Hayır, onlar da birer canlı, yaşamaya hakları var. Hiçbir canlı tehlike hissetmediği, aç olmadığı sürece saldırmaz. Köpeklerin toplanıp barınağa götürülme imkanı yok maalesef ama sokaktaki yaşama koşulları iyileştirildiğinde saldırgan da olmayacaklar. En azından bu konuda belediyeler  bir çalışma yapabilir ” dedi.

Okurumuzun isteği noktasına virgülüne kadar bu şekilde karar ilgililerin.

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri