Bazı sorunlar var.

Hiçbir şekilde düzelmiyor.

Örneğin son yılların en cazip mesleği olan kentteki dilenci sorunu.

****

Sokak başlarında iş yeri önlerinde eğitimden uzak kalmak uğruna dilendirilen küçük yaştaki çıplak ayaklı  ilkokul çağındaki kız ve erkek çocuklar.

Bu rezaleti görmezden gelen yetkililer ve sahadaki zabıta…

****

Görevi aileyi ve çocukları korumak olan; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı.

Dilendirilerek mağdur edilen yabancı uyruklu kadınları ve çocukları koruyamayan Göç İdaresi…

****

Vasıfsız yönetici görünümündeki çay ocaklarını mesken tutan amir ve memurlar.

Bilgi ve deneyimin yerine siyasi görüşe prim veren yönetim şekli.

Her seçim öncesi ortaya çıkan troller.

Yalan dolan.

Karalama kampanyaları…

****

Canımız, göz bebeğimiz Turizm şehri Ordu’da süre gelen aymazlık.

Çoğalan dilenciler…

Orduluların doğup büyüdükleri Kent’lerinde yabancılaşmaları.

Sosyal ve ekonomik sefalet…

****

Ana caddelerde akışa engel olan araç parkları.

Duyarsız sürücüler.

Trafik sorumluların yetersiz denetim eksikliği…

****

Ara cadde ve sokaklarda yayaya yol vermeyen kaldırımlar.

Kaldırımlara park eden araçlar.

Kaldırımları masalarla işgal eden bir bardak limonatayı 30 liraya satan esnaflar.

Denetleme görevini yerine getirmeyen yerel yönetimler…

****

Kentte zaman zaman ortaya çıkan ve kaynağı bir türlü tespit edilemeyen(!) koku.

Çevreyi kirletenler.

Yeşil alanlarda yediklerini içtiklerini sağa sola atan ama; asla cezalandırılmayan sözde yurttaşlar…

****

Ne yazık ki; kentte durum bu.

Böyle gelmiş.

Böyle gidiyor.

‘Dur’ diyen yok..!