Ana Sayfa Yazarlar 12.09.2023 370 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Kendi Yağınla Kavrul!

Okullarda öğrencilerin kullanacağı sabundan tuvalet kağıdına, okul yönetiminin kullanacağı dosya kağıdından diğer malzemelere kadar her şey, kayıt sırasında velilerden istenen bağışlarla alınıyor.

Devlet okullara parasal anlamda yardım etmiyor.

Resmen “kendi yağınla kavrul, yerel imkânlarla faaliyetini sürdür” diyor…

***

Eğitimde durum böylede, sağlıkta durum farklı mı sanki?

Orada da aynı manzara var.

Yatan hastaların kullanacağı malzemeler, hasta refakatçisinden isteniyor.

Hastaneler, aldıkları tıbbi malzemelerin parasını bir yılı aşkın süredir ödemiyor.

En büyük hastanelerde bile en gerekli malzemeler çoğu zaman bulunamıyor.

Bazı ilaçları devlet karşılamadığı için insanlar kendi almak zorunda kalıyor.

***

Öte yandan, diğer kurumlarda da manzara hiç iç açıcı değil.

Koca genel müdürlükler en acil ihtiyaçları olan yatırımları “ödenek yokluğu” nedeniyle yapamıyor.

İşi koca koca barajlar yapmak olan kurum, ödenek verilmediği için kendi bahçesinin duvarını dahi onaramıyor.

***

Sonuç olarak…

Toplanan vergilerin, vergi verenlere hizmet olarak dönüşü pek olmuyor.

İyi de…

O zaman bu toplanan vergiler nasıl ve nereye gidiyor?

Sıkılmış limondan bile vergi ile çıkartılan o su kimler tarafından nerelere ve ne şekilde harcanıyor?

***

Yazımızı bir hikaye ile bitirelim.

Limon sıkma yarışmasında yapılı, dev gibi adamlar yarışıyor…

Sıktıkları limondan en fazla suyu çıkartan kazanacak.

Sonunda elbisesine sığmayan, 2 metre boyunda, 150 kiloluk bir yarışmacı sıktığı limondan en fazla suyu çıkartıyor.

***

O sırada en son yarışmacı geliyor masaya.

Çelimsiz mi çelimsiz…

Üzerinde takım elbise ve kravat, koltuğun arasında bir çanta.

En fazla suyu çıkartanın limonunu alıyor eline, sıkıyor ve neredeyse yarım çay bardağını dolduracak şekilde su çıkartıyor.

Sıkılmış limondan su çıkarttığı için herkes şaşkın.

Soruyorlar adama “Bunu nasıl yapabildin?” diye…

Adam cevap veriyor; “Ben vergi memuruyum. Bizim işimiz bu!”

***

Şaka bir yana, dünyanın belki de en çok vergi veren ülkelerinin başında geliyoruz…

Vergiler her birimizi adeta limon gibi sıkıp, suyumuzu çıkartıyor.

Öyle ki; verginin bile vergisini ödüyoruz.

Son derece ciddi paralar toplanıyor vergilerle.

Fakat buna rağmen, toplanan vergilerin halka hizmet olarak döndüğünü söylemek mümkün değil.

İlginizi çekebilir

Emekli VATANDAŞ!

Emekli VATANDAŞ!

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri