Ana Sayfa Yazarlar 19.07.2023 355 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

O Ekmek acıdır, zehirdir!

Ülke olarak yavaş yavaş yoksulluğun içine çekilmekteyiz.

Yoksulluk nedir? Bilmiyorsan onu yiyecek bir şey bulamayan insana soracaksın. Yoksulluğu istatistiksel açıklamaya çalışıyorlar ya! Gülmemek için kendimi zor tutuyorum. Kardeşim! Yoksulluk demek açlıktır. Bunun tarifi olmaz, insanımız aç! Bu kadar basit.

Yoksulluk nasıl mı başlar? Oku da anlamaya çalış. Aranan ve bir türlü bulunamayan iş başvuruları nedeniyle oluşan olumsuzluklarla başlar. İş yoksa, aş da yoktur be cancağızım. Yoksulluğun ilk vurduğu yer ailedir. Eskilerin deyişiyle “Yoksulluk evin kapısından içeri girince adalet, hoşgörü, mutluluk ve İffet bacadan çıkar gider” derler. Sen hem aç olacan hem de adil! Adama deli derler kardeşim. Aç insan bir yere kadar açlığa dayanır. Sonrasını bana sorma! Sen de biliyorsun.

Küçük çocuk annesiyle çöp bidonlarından yiyecek bir şeyler ararken; çaresizlik içinde annesine sorar. “Anne biz ölünce açlık çekecek miyiz?” Anne hemen cevap verir: Olur mu yavrum? Biz öldüğümüzde cennette öyle şeyler yiyeceğizki bu dünya da kimsenin yiyemediği şeyler olacak.” Dediğin de çocuk “Anne o zaman hemen ölelim. Ben taze bir ekmeye razıyım”

Yoksulluğun aile parçalanmalarına, eşler arasında boşanmalara ve depresyon gibi problemlere sebep olduğu bilinmektedir. Bu zorluklar karşısında ise zaman onlar için geçmeyen acılar demektir. Victor hugo ne güzel dile getirmiş. Ben de hatırlatmak istedim: “Ölüm bu ne hükümdar tanır ne soytarı, herkesi aynı iştahla yutar.” Oynatmaya az kaldı, doktorum nerede? Bu zamlar yüzünden çıldıracağım…

İlginizi çekebilir

GERÇEKTEN ŞAKA GİBİ!

GERÇEKTEN ŞAKA GİBİ!

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri