Ana Sayfa Yazarlar 28.05.2023 446 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

YALAN SÖYLERKEN İNANDIRICI OLMAK İÇİN…

Behçet Kemal Çağlar’ı bir seminerde konuşması için davet ederler.

Salon tıka basa doludur.

İçeri girer, masanın başına gelir, salondaki insanlara bakarak:

-“Seminere birazdan başlayacağız. Fakat önce bir şeyi öğrenmem lazım. Tevfik Fikret’in son şiiri olan “Yalana övgüyü” içinizde kaçınız okudu?”

Salondaki çoğu dinleyici el kaldırır.

Yazar konuşmasına devam eder:

-“Demek ki doğru yere gelmişim. Tevfik Fikret’in böyle bir şiiri hiç olmadı!”

***

Yalan her alanda özellikle de son günlerde siyasette o kadar hayatımıza girdi ki sormayın gitsin…

Oy alabilme uğruna olmadık yalanlar rahatlıkla söylenir, bu yalanlara yalan olduğunu bile bile inanılır oldu.

***

Peki bir insan yalan olduğunu bildiği bir yalana neden inanır?

İşte bunun bir araştırması yapılmış.

Çıkan sonuç şu:

-Yalan söylerken inandırıcı olmak için bu işi iyi bileceksin.

-Öncelikle aynı yalanı ısrarla söyleyeceksin.

-Bağırarak çağırarak söyleyeceksin.

-Yalanları peş peşe söyleyeceksin ki dinleyen doğru olup olmadığını düşünmeye vakit bulamadan, diğeri gelsin.

Ve son olarak da…

-Yalanını yakalayan ve yüzüne vurmaya kalkana “yalancı” diyeceksin.

***

Galiba bugün siyasette kullanılan yöntem bundan ibaret…

Aksi takdirde yalan olduğunu bile bile yalana inanmanın başka bir izahının olduğunu zannetmiyoruz…

Ne diyelim?

İyi ki yalandan kimse ölmüyor!

 

İlginizi çekebilir

O Ekmek acıdır, zehirdir!

O Ekmek acıdır, zehirdir!

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri