İyi okumak iyi anlamak gerek
Türklerin Kök yazısını bırakıp Arap harflerini almaları büyük bir asimilasyondur. Türkçe yok edilmek istendi. Türk adları bırakılıp Arap adları alındı. Türk’üm demek günah sayıldı. Ümmet kimliği dayatıldı. Arap alfabesi Türklere uygulanan bin yıllık bir soykırımın simgesidir bilesiniz.
Bu vesile ile en büyük Türk Atatürk’ün aşağıdaki sözlerinin iyi okunması adına tekrar hatırlatmak isterim.
TÜRKLÜK
“Türk kuvvet ve zekasının yenmediği ve yenemeyeceği güçlük yoktur.” “Benim hayatta yegane fahrim, servetim Türklükten başka bir şey değildir.” “Gerektiğinde vatan için bir tek fert gibi yekpare azim ve karar ile çalışmasını bilen bir millet elbette büyük bir geleceğe layık ve aday olan bir millettir.” ATATÜRK
TÜRKÇE
“Cahil gericiler Cumhuriyet adliyesinin pençesinden kurtulamayacaklardır. Hadiseye dikkatimizi bilhassa çevirmemizin sebebi dini, siyaset ve herhangi tahrike vesile etmeye asla müsamaha etmeyeceğimizin bir daha anlaşılmasıdır. Meselenin mahiyeti esasen din değil, dildir. Kati olarak bilinmelidir ki, Türk milletinin milli dini ve milli benliği bütün hayatında hakim ve esas kalacaktır” ATATÜR
NE ANLAR SOSYAL MEDYADAN KÖYLÜ ALİ DAYIM
Mutlaka söylenecektir biz billboardlarda yokuz ama sosyal medya hesaplarında varız.
Sevsinler sizin sosyal medya hesaplarınızı.
Köylü Ali dayım, mahalleden Fadime teyzem, okur yazması olmayan diğer büyüklerimiz nereden takip edecekler sosyal medyayı?
Hangisinin sosyal medyada açtıkları hesapları var?
O nedenle diyorum ki billboardlar çok önemli..
O nedenle diyorum ki gazetelere verilecek reklamlar partiler ve adaylar için önem arz eder.
Hani ya bir söz vardır “Biz diyrük biz işidiyruk”
Bizimkisi de o misal.
Her şeyi bir kenara not ediyoruz, şu seçim hayırlısıyla bir bitsin, işte o zaman bizler teşkilat ve milletvekili adaylarının karnelerine verdiğimiz notları kamuoyuyla paylaşacağız.
Ne diyelim “Gün ola harman ola”
KÜSMEK DARILMAKTA NE OLUYOR?
Bakıyorum da partilerinden aday gösterilmeyenler veya adaylık sırasını beğenmeyenler sırra kadem basmışlar!
Sanki yer yarıldı yerin içerisine girdiler!
Halbuki geldikleri konuma partileri sayesinde geldiklerini bugün ulaştıkları makamlara mevkilere yine genel başkanları ve partileri sayesinde ulaştıklarını çok çabuk unutmuşa benziyorlar.
Bu durum mecburen muhalefet partilerinde daha çok gözüküyor iktidar partisine küsmek olmaz nedeni çok basit ticari ve sosyal hayatları tamamen çizgi yer.
İktidar partisine baktığımızda 84 aday adayından 3 isminin aday olmasına rağmen ne bir kopma nede bir küskünlük olduğunu birkaç istisna isim dışında kimselerde göremiyoruz.
Kırgınların hepsi buruk olsalar da şuan sahada partileri için çalışıyorlar.
Onlarda biliyor ki partim iktidarını devam ettirdiği sürece, benim elim her alanda güçlü olacaktır.
Bu taraf mı?
Yani muhalefet tarafımı?
AK Partiden örnek verdikten sonra onlara başka bir şey yazmaya gerek var mı sahaya çıktığınızda çok rahat görebiliyorsunuz?
Onlara tek söyleyeceğim şey şu.
Şapkalarını önlerine koyup kendileriyle terapi yapmalarıdır.
YORUM SİZİN…
Papaza Evlenmek yasak, ŞARAP İçmek serbest.
İmama ŞARAP yasak, 4 Kadınla EVLENMEK serbest.
Bunları emreden aynı TANRI, ben çıkamadın bu işin içinden.
NE DEMEK?
Bazı siyasiler seslendiriyor. Köylerdeki okullar açılacak, her köye öğretmen atanacak diyor bu
İlk ve orta okul demek, taşımalı eğitimin kısmen kalkması, trafik kazalarında ölen evlatlarımızın hayatta kalması demektir.
Köylerimize ziraat mühendisi ve veteriner atanacak deniliyor, buda
Ziraat mühendisi demek bitkisel üretimin artması demek. Veteriner demek hayvancılığın gelişmesi demek. Herkesin toprağa bakması ve bağlı kalması demek. Yüzde 90’ı geçmiş kent nüfusunun artık geriye dönmesi demek. Türkiye’nin tarım ürünlerini dışarıdan almasının önünün kesilmesi demek, paramızın yurt dışına gitmesini önlemek demek.
Büyük köylere sağlık ocakları kurulacak söylemi de, Aile hekimliğinin işletilmeye başladığı süreçte sağlık ocağı gerekli ve sağlıklı yaşam demek
Kısaca köye sadece imam yeter mantığı bir kenara bırakılmalı.
İşte O 3 Şey!
“Sizce bir şehirde olması gereken 3 önemli şey nedir?” diye sorulsa, bu soruya verilecek en güzel cevap nedir sizce?
– Planlı yerleşim-Temiz ve Yeşil bir çevre-sıkıntısız ulaşım mı?
Yoksa…
-Nitelikli Eğitim-Mükemmel Sağlık hizmeti ve sorunsuz toplu taşıma mı?
Ya da…
-Tarih-Kültür-Sosyal hayat mı? Ya da Altyapı-Üniversiteler-Az ve nitelikli nüfus mu?
***
Cevap belki de İş-Aş-Eğlence, belki de sıfır göç-Engelliler için de düşünülmüş, yaya odaklı yollar olabilir mi?
-Sanayi-Ticaret-zenginlik mi? yoksa sadece Eğitim-Eğitim-Eğitim mi?
***
Hadi biraz abartalım…
Yol-Su-Elektrik mi? ya da Deniz-Kum-Güneş mi, ne dersiniz?
Şu an ben diyorum ki neden olmasın, HEPSİ!
Zira…
Bir şehirde olması gereken 3 değil tek şey vardır; O da İNSANDIR!
Kentte yaşayan İNSANIN ise 3 önemli özelliği bulunmalıdır.
Bu özellikler de sevgi-saygı ve hoşgörüdür…
Zaten bu özellikler olduktan sonra, yukarıda sıraladığımız diğer olması gerekenlerin her biri, zaman içinde tek tek yerine kendiliğinden gelir.
3-5 OY DEYİP GEÇMEYİN!
Partilerin Ordu milletvekili aday listelerinden memnuniyetsizlik var.
Pek çok partili “Genel başkan nasıl böyle kötü bir liste yapar?” diye yakınıyor.
Aslına bakarsanız bu durum listeleri hazırlayan genel başkanların umurunda bile değil.
Hepsi “Nasıl olsa oyu biz alıyoruz. Adayların kimler olduğunun hiçbir önemi yok.” Diye düşünüyor.
Aslında düşündükleri bir bakıma doğru…
Gerçekten de partilerde oyu genel başkanlar alıyor.
Ancak…
Genel başkanların hesap etmedikleri bir matematik var…
İyi bir liste, genel başkanın aldığı oyun üzerine 3-5 oy koyabildiği gibi, kötü liste de genel başkanın aldığı oyu 3-5 oy düşürebiliyor.
Bu durum…
Bazen işte o 3-5 oy ile bir milletvekili kazandırırken, yine 3-5 oyla partisine bir milletvekili kaybettiriyor…