Ana Sayfa Yazarlar 1.03.2017 296 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Mektubumuz Var!


Çok sevdiğim ve değer verdiğim Türk Milliyetçisi eski kurt denilmesinden çok mutlu olan bir büyüğüm aşağıda okuyacağınız bir  çok farklı bir “MEKTUP” yollamış.
Köşemde yayınlamamı istemiş.
Araştırdım telefonunu buldum, aradım  biraz konuştuk, yaşının ilerlemesine rağmen sağlığı iyi aramızda  kalmak kaydı ile çok kısa ama önemli bir sohbet yaptık.
Sohbetimiz içinden sadece şunları yazmamı istedi.
Belediye Başkanı Enver Yılmaz çok vefalı bir insandır. Allah yar ve yardımcısı olsun.
İsteğini yerine getirdim o sözleri ve mektubunu yayınlıyorum.
İşte O mektup…
Gün olur, ülküsüz insanlara gıpta ile bakasınız gelir. Rahat yaşarlar. Tıpkı şairin söylediği gibi: “Akl-ı şuur”ları vardır, güzel severler. “Bade” içerler ve nihayet göçüp giderler. Ülkücülerin hayatı bambaşkadır. Sözlüklerinde rahatlık kelimesinin yeri yoktur.
Daimi bir mücadele içinde ömür tüketirler. Hemen herkesle, her şeyle zaman zaman çatıştıkları görülür. Arkadaşları ile, aileleri ile, hatta sevdikleri ile… Belli bir ülkünün esaslarından ziyade politikanın değişen icaplarına uymayı tercih eden kudret sahipleri ile de sık sık ihtilafa düşerler. Çok defa, başları belaya girer; gene de sinmezler. Bu halleri ”kalabalıka” göre uslanmamaktır; kendilerine göre de, yılmamak. Ülkücü dünya nimetlerinden yana nasipsizdir. Gözü yoktur ki, nasibi olsun. Bir lokma, bir hırka ona yeter.
Paraya karşı o kadar müstağnidir ki, halkın hayretine sebep olur. Herkesin istediğini istemez, ne istediğini de herkes anlayamaz. Kendi zevkleri dışında zevk tanımayanların gözünde “zevksiz” bir adamdır! Küçümserler onu, hayatı anlamamakla, üç günlük dünyanın hakkını vermemekle itham ederler. Böyle davranışlara hiç önem vermez. Elverir ki, inandığına dokunulmasın! Kalabalığın nazarında o, zavallı bir hayalperesttir. Olmayacak fikirlerin rüyasına dalmış öylece uyumakta, başkalarını da uyumaya teşvik etmekte…
Bir gün fikirlerinin gerçekleştiği görülse bile, Ona hiç kimse “aferin” demez. Üstelik, “böyle olacağı zaten belli idi” buyurulur. Ülkücünün, ülküsü ile münasebeti, hakiki bir aşkta sevenle sevgilinin münasebetine benzer. Hep verir, hiç almaz. Sevgili nazlıdır, sitemi eksik etmez, incinmeğe de hiç gelemez. Diğer sahalarda umumiyetle dikkatsiz hareket eden Ülkücü, sevgili bahis konusu oldu mu baştan başa haysiyet kesilir. Şahsına fenalık yapanlara pek aldırmaz ama, ülküsüne yan gözle bakanlara tahammülü yoktur. Sadakati için karşılık beklemez, mükâfat istemez, bir garip kişidir… Ülküsüne hizmet edenlere son derece hürmetkârdır.
Gerçek âşıklar gibidir; kıskanmaz. Sevgilisinin sevildikçe güzelleşeceğini bilir. Sevmenin gururu yegâne süsüdür Ülkücünün en çok dinlediği “nasihat”tır. “Yapma ” derler, “hayatını heba etme” derler, “gününü gün et” derler. O kadar çok şey söylerler ki, hiç bitmez. O hepsini dinler, ama hiçbirini tutmaz, gene bildiği gibi yaşar. Ülkücülerin en amansız düşmanları “eyyamperest”lerdir. Menfaatlerine tapan bu adamlar, daha çok kazanmalarına, daha rahat yaşamalarına mani olacak sanırlar da, ülkücüleri ezmeğe çalışırlar! Ne garip tecellidir ki, ülkücünün gayretlerinden en çok faydalananlar da “eyyamperest”lerdir.
Gün gelir, ecel hükmünü icra eder, ülkücü dünyasını değiştirir. “Kalabalık” o’na acır, daha iyi yaşamış olmasını temenni eder. Halbuki o, inançları uğrunda yaşamanın hazzını tadamadıkları için ömrü boyunca “kalabalık”a acımıştır! Böyle der Galip Ağabey. Mekânı cennet olsun. Biz, bu gün de yaşananlar karşısında bu mektuptan “zamanla bazı tercihler değişse de gerçeğin değişmeyeceğini” anlıyoruz ve bu gerçek de şudur: “Türk milliyetçiliği, Türk milletinin hür yaşama hakkının korunması amacını güder.” Gönül fukaralığı neyse ne de, akıl fukaralığı varsa imkân ve mevkiyle artar, azalmaz.

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri