Ana Sayfa Tokmak 12 Şubat 2023 1673 Görüntüleme

TOKMAK

Bu Seçimde…

Ordu’da yaşayan, milletin halinden anlayan, Ordu’nun sorunlarıyla boğuşan acısını ve sevincini paylaşacak  gece gündüz kapısını rahatça çalabileceğimiz  Ordu sokaklarında dimdik gezebilen çay ocaklarında herkesle çayını yudumlayabilecek  dertlerini dinleyecek çözüm yolunda samimi olduğuna inandıracak  iş isteyenlerin isimlerini not alıp danışmanına kaş göz hareketi yaparak bana mutlaka hatırlat demeyecek adaylar bekliyoruz…

Bürokrasiden ‘Ordu’ya atılmış ve atanmış adaylar değil…

Alıştığımız, eylemsizliğine, sorun çözme yetersizliklerine şahit olduğumuz isimleri değil…

Yeni yüzleri, yeni umutları…

Ordu milletvekili adayları olarak görmek istiyoruz!

 

 

 

O Gün BUGÜN…

‘Bugün yardım yapmayacağız da ne zaman yapacağız?
Bugün kazandığımız paraları harcamayacaksak, hangi gün harcayacağız?
Bütün sanayici dostlarımızı,  duyarlı olduğuna inandığımız Ordu halkını, herkesi yardım yapmaya çağırıyorum…
O gün bugün!
Hani imtihan ediliyoruz diyoruz ya…
İmtihan ediliyorsak gerçekten bugün imtihan ediliyoruz…’
Yukarıdaki sözler Hayırsever iş insanı Servet Şahin’e ait…
İçten ve samimi bir çağrıda bulunmuş…
Çok beğendik, sizlerle paylaşalım istedik…
Gerçekten de deprem bölgesinde…
Yüzyılın kıyameti yaşanıyor…
Dev bir cehennem ateşi yanıyor…
Hepimizi saran bu aleve karşı…
Bir ve birlik olmalıyız…
Hazreti İbrahim’e yardım etmek isteyen karınca misali…
Bir damla da olsa, su olmalıyız…
Evet, o gün, bugün…

 

 

 

LÜKS MEZARLAR YAPMAK!

İşini doğru dürüst yapan, hak yemeyen, vicdan sahibi olan müteahhitler der ki:
“Binalarda inşaatın iskeleti doğrudan depremi ilgilendirir…
Bu iskeletin maliyeti ise inşaatın aşağı yukarı yüzde 25’ini oluşturur…
Göz önünde olmadığı için bu iskeletin demir ve çimentosunu çalarak; sırf görünür yerlerde olduğu için Lüks mermerler, Lüks pencereler, lüks musluklar, Lüks kapılar, Lüks fayanslar, Lüks kombiler, Lüks petekler takmanın adı doğrudan ahmaklıktır!
Bu ahmaklığı yapanlar bina değil, Lüks mezar yapmaktadır”
***
Tespitin doğruluğuna bakar mısınız?
Ama ne yazık ki bu tespitin sahipleri günümüzde ve ülkemizde azınlıkta kalmış…
Meydan da Lüks mezar yapanlarla dolmuş!

 

 

Mutluluğun Resmi…

Ordu; esnafı, sanayicisi, sporcusu, öğretmeni, öğrencisi, bilim insanı,
mimarı, mühendisi, hakimi, savcısı, avukatı, askeri, polisi, bürokratı, siyasetçisi, işçisi, memuru ve kentlisi-köylüsüyle velhasılı zengini ve fakiriyle göz yaşartan tabloyu ortaya koyuyor…
Millet, sa nki Milli Mücadele’nin başlangıcındaki ruh halini yaşıyor… “Cesur yürek” bu milletin; böylesine yüksek vatanseverlik duygusuyla
söz konusu sıkıntıları da o günlerdeki gibi geride bırakacağına 7’den 70’e
herkes inanıyor…
85 milyon, o yüzden tek yürek tek yumruk olmadı mı?..
Memleketin her yerinde aynı tablo var!..
Ben; insanların deprem bölgesine temel ihtiyaç malzemelerini yetiştirebilmek için nasıl canla başla çalıştığını işyerimdeki odamdan
televizyon ekranlarından saniye saniye izliyorum…

Ünlü şair Nazım Hikmet,büyük ressam Abidin Dino’ya “Mutluluğun resmi” şiirinde “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?”
diye sormuştu…
Şimdi ben de milletin ortaya koyduğu bu yücelik karşısında dünyanın en ünlü ressamlarına şöyle sesleniyorum:
“Siz; bu yüce milletin fazileti, cesareti, feraseti, feragati ve fedakarlığının resmini yapabilir misiniz? İşin kolayına kaçmadan ama”

 

 

 

Sizce Ne Değişecek!

Bundan 24 yıl önce yaşadığımız 99 depremini ve sonrasını çok iyi hatırlıyoruz…
Deprem sonrası televizyona çıkan her uzmana aynı soru, yani “Bundan sonra ne olacak?” sorusu soruluyordu…
Hilafsız hemen hepsi de bu soruya önce “Hiçbir şey olmayacak.” cevabını veriyor, ardından da şunu söylüyorlardı:
-“Parası olan her yatırımcı müteahhit olabildiği müddetçe, İhale kanunu zırt pırt değiştirildiği müddetçe, Her seçim öncesi imar affı çıktığı müddetçe, Rüşvetle inşaat ruhsatları alındığı müddetçe, Zemini ve konumu en sakat alanlar sırf rant için imara açıldığı müddetçe, Hırsızlık ve arsızlık görmezden gelindiği müddetçe, aradan 20 yıl da 50 yıl da 80 yıl da geçse değişen hiçbir şey olmayacak!”
***
Yaşadığımız deprem felaketi sonrası şu günlerde yine aynı soru sorulmaya başlandı…
“Bundan sonra ne olacak? Bu defa olsun ders alınacak mı?” diye soruluyor…
Aslında “Hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Olmayacak.” demeyi o kadar çok isterim ki…
Ama fakat lakin…
Tıpkı 99 depremi sonrasında olduğu gibi galiba “Hiçbir şey olmayacak!”
Zira…
Bir şeylerin değişebilmesi için başta ihale ve imar kanunları olmak üzere yukarıda saydıklarımızın zırt pırt değişmemesi gerekiyor!

 

 

 

 

İYİ, KÖTÜ VE ÇİRKİN…

Deprem felaketi sonrasında ortaya çıkan haberlerde açıkça gördük ki… Deprem bölgesine yollamak için aldığı çocuk montunun ceplerine şeker ve çikolata koymayı düşünen vatandaş bu ülkenin insanını, marketten yağmaladığı çamaşır makinesini, önüne Türk bayrağı astığı aracına yüklerken kameralara yakalanan şerefsizlerden daha çok düşünüyor…
***
Bir şey gönderecek gücü olmadığı için gelen yardım paketlerini günlerdir ayırıp, araçlara yüklemek için canhıraş çalışan yurdumun insanı bu ülkeyi, vilayetin yardım aracı üzerine parti pankartını asıp, önünde fotoğraf çektiren siyasetçilerden daha çok önemsiyor…
***
Babasının yeni aldığı ve hiç giymediği ayakkabılarını deprem bölgesine gönderen ve içine de “Siz yeter ki üşümeyin. Babam bana yine alır.” notu koyan o yaşı küçük yüreği kocaman kız çocuğu var ya, fırsattan istifade sattığı ekmeğe-suya bile zam yapan o sahtekârlardan daha fazla vicdan taşıyor…

İlginizi çekebilir

TOKMAK 01.04.2019

TOKMAK 01.04.2019

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri