SEÇİM UFUKTA GÖRÜNDÜ
Bu nedenle vatandaşlar olarak bizlere düşen görev muhtarlıklara gidip şimdiden evinizde kaç kişi oturduğunu ve kaç kişinin oy kullanabileceğini araştırmaktır.
Ordu’da çok sayıda yabancı var, kaçı oy kullanacak ve neden oy kullanacak? Eğer iktidar partisi seçimi alabileceğini düşünseydi yabancılara oy kullandırmazdı. Unutulmaması gerek, ülkesini satan insanların oyunu satıp satmayacağıdır. Eğer bir insan, insan satmaya başlamışsa, kendisinin Türkiye’ye gelip oy kullanmasına izin verenleri de satabilirler.
O nedenle ben muhtarlığa gidip öğreneceğim evimde kimler oturuyor.
Eğer varsa oturan işte o zaman yandı keten helva.
Düşünsünler evime başkalarını kaydedenler.
Bizim Milletvekilleri…
Ne yalan söyleyeyim, bizim milletvekillerimiz bir âlem…
Özellikle de iktidar mensupları…
Ordu’ya geldiklerinde katıldıkları parti etkinliklerinde,
Ya da partililerin yoğunlukta olduğu halk ziyaretlerinde…
örneklerin tamamı Türkiye’den…
Basmakalıp örnekler…
Bizden sadece…
Fındık Fıstık başka bir şey duyan varsa söylesin.
‘İstihdamla büyüdük…
‘Enerjide merkez ülke konumuna geliyoruz’
Şöyle uçuyoruz…
Böyle uçuyoruz…
Ya Ordu?
***
Ordu’da işsizlik had safhada mı?
Ordu’da öğrenci hareketleri olmasa göç veren bir il olarak öne çıkıyor mu?
Ordu’nun her yerinden ‘sorun, dert’ nidaları yükseliyor mu?
Ordu’da iktidar ve sivil toplum örgütleri arasında bir iletişim sorunu var mı?
Ordu’da vatandaşın dertlerine bırakın merhem olmayı dinleyen var mı?
Yok… yok… yok…
Yuvarlak Türkiye cümleleriyle…
‘Uçuyoruz, kaçıyoruz?’la siyaset yapıyorlar…
Allah aşkına Orduya siyasetçi olarak ne yaptınız?
Onu anlatın da…
Hep beraber uyanalım…
CHP Oyları Yüzde 25’i Geçmez…
CHP’de siyaset yapanlar:
-Ağızlarından düşürmedikleri parti içi demokrasiyi eline geçen ilk fırsatta yok sayarsa…
***
-Parti içi muhalefetteyken “Taban da taban”, yönetime geldiğinde ise “Taban da Tavanda kimmiş?” pozuna girerse…
***
-“Seçimle gelen seçimle gitmeli” diyenler görev verildiğinde atama yönetimlere göbek ata ata koşarsa…
***
-Sürekli üye bindirmesinden şikâyet edenler, sıra kendilerine geldiğinde 15-20 kişiyi aynı dairede gösterip üye yapmaya kalkarsa…
***
-Ordu’nun göbeğinde ikamet etmesine rağmen yolunu dahi bilmediği bir köyden delege yazılmayı göbek ata ata kabul ederse…
***
-Yönetimde değilken karşı çıktığı anti demokratik uygulamalara, yönetime gelince de karşı çıkmayı sürdürmezse…
***
-Yakındığı parti içi ayak oyunlarını, eline fırsat geçer geçmez aynısını yapmaya kalkarsa…
***
– “İlla ki önseçim yapılmalı” diyenler, kendisine teklif edilen tepeden inme adaylığı koşa koşa kabul ederse…
***
En önemlisi 70 yaşına gelenlere hala parti yönetimlerde görev verilir gençlerin kapı ardına itilmesine göz yumulursa..
***
Kısacası…
Partide söylem ve eylem tezatlığı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam ederse…
CHP’nin oyu yüzde 25’i asla geçmez, geçemez!
GECİKEN ADALET!
Bu devirde hiç kimseden Hz.Ömer’in adalet anlayışını ve Nuşirevan hassasiyetini beklemem ama; Mülkün temeli; denildiği gibi adaletin terazisinin herkes için hassas tartması gerektiğine inanırım.
Hukuk sistemimiz tartışmalıdır.
Ve bu tartışma yeni de değil üstelik,Davalar uzuyor.
Kimi kararların vatandaşları mağdur ettiği de biliniyor.
Haksız yargılamalar sonucunda uzun süre ceza evlerinde ömür tüketenler olmadı mı?
Haksız yere zindanlarda çürüyenlerin hikayeleri; daha sonra suçsuz yere cezaevinde yıllarca yatan ve suçsuz olduğu ortaya çıkan Ordulu Hasan isimli bir vatandaşımıza hitaben ‘Pardon’ adıyla film bile yapıldı.
Sonrasında, ‘Üç sizden, üç bizden’ diye darağaçlarına ‘fidanları’ gönderdik ama bundan da ders almadık 12 Eylül döneminin faşist cuntacıları ‘Asmayalım da besleyelim mi?’ gibi iğrenç bir yaklaşımın etkisiyle ‘Bir sağdan, bir soldan’ diyerek bu ülkenin gençlerini darağaçlarında sallandırdılar.
Binlercesi zindanlarda çürüdü.
Hatalarımızdan ders çıkaramıyoruz ama ve hala hata yapmaya devam ediyoruz.
İşte onun için geciken Adalet Adalet değildir diyerek zamanında ve yerinde ADALET diyoruz…
Otu Çek Köküne Bak!
Geçtiğimiz gün işyerimizin hemen önünde ellerinde sigaralı dershane öğrencisi olan bir grup baylı bayanlı gencin küfürlü konuşması üzerine yaşlı bir vatandaşın, “yazık çok yazık, gençlik böyle olmamalı, otu çek köküne bak” demesi üzerine bu atasözünü ve anlamını paylaşmak istedim sizinle bugünkü yazımda…
Atalarımız “Otu çek köküne bak” derken, anlatmak istediği bireyin davranışları ve kişiliğinin yetiştiği aile ile doğrudan ilişkili olmasıdır. Yani ailelerin geldikleri soy da kişiliklerin oluşmasından ana etkendir… Çünkü aile adabı denilen etken insanların kendilerini inşa etmesinde en önemli harç maddesidir. Atalarımız da bunu çok iyi bildiğinden, insanların ne olduğunu anlamak için nasıl bir soydan ve aileden geldiğinin bilinmesi gerektiğini bizlere hatırlatmaktadır…
ADALET BUNUN NERESİNDE?
Bugün sigortalı olarak işe başlayan bir kişi 65 yaşında emekli olacak.
Asgari ücret üzerinden, bugünkü değerler göz önüne alındığında 5.500 lira emekli aylığı alacak…
***
Bugünden itibaren hiç çalışmayacak olan bir kişi ise 65 yaşına geldiğinde, 65 yaş aylığı olarak, diğerinin yarısı kadar, yani 2.604 lira maaş alacak.
***
Hiçbir güvencesi olmayanların karı-koca olduğu ve her ikisine de aynı maaş bağlandığı hesap edildiğinde, bu çiftin evine hiç çalışmadan 5.208 lira para girecek.
***
Çalışan ise hem prim ödeyecek, hem imanı gevreyecek, emekli olduğunda ise aynı emekli maaşını alacak.
Nasıl adalet ama?