Ana Sayfa Tokmak 11 Aralık 2022 1532 Görüntüleme

TOKMAK

                                   KİŞİSEL MENFAAT SÜRECİ BAŞLIYOR! 

-“Fakiri kuru inat, Zengini hayırsız evlat, Memuru süslü avrat batırır” diye bilindik bir söz var ya hani…
Aslında bu tarife “Partiyi de kişisel menfaat batırır” sözünün mutlaka eklenmesi lazım.
Zira…
Nasıl ki fakir kuru inadı yüzünden, zengin hayırsız evladı nedeniyle ve memur da savurgan hanımı sayesinde batıp gidiyorsa, partiler de, içindeki kişisel menfaatlerin ön plana çıkması nedeniyle bir türlü adam olmuyor.
***
-“Küçük olsun ama benim olsun” düşüncesi, kişisel menfaatin en somut örneği.
-“Ben varsam parti var. Ben yoksam parti olmasa da olur” anlayışı bu gün için siyasetle uğraşan birçok insanın hala benimsediği ve bizzat uyguladığı bir anlayış.
Partiler içinde siyaset yapan çoğu insan (buna karar verici pozisyonunda olanlar da dahil) seçimin partisi tarafından kazanılıp kaybedilmesiyle pek ilgilenmiyor.
Tek ilgilendikleri “Ben seçilecek miyim?” den ibaret.
***
İşi bu noktadan alıp daha da ileriye götüren ve “Ben seçileyim ama partimin diğer adayları seçilmesin. Varsın parti de kazanmasın. Yeter ki ben kazanan tek isim olayım” gibi bir düşünce içinde olanlar var.
İşin ilginç tarafı…
Bunu biz söylemiyoruz…
Bu tespiti bizzat partililer, üstelik kendi partileri için söylüyor iyi mi?

 

 

 

                                 ENGİNYURT: ARTIK ‘DUR’ DİYELİM 2

Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Cemal Enginyurt, İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızını 6 yaşındayken ‘imam nikahıyla evlendirmesine’ ilişkin açıklamalarda bulundu. Milletvekili Enginyurt: “Oy alacağız diye tarikat ve cemaat adı altında her türlü sapıklığı yaparak İslam’a en büyük zararı verenlere, Allah’ın yüce kitabı Kur’an’a ver İslam dinine en büyük yanlışı yapanlara dur demek hepimizin ortak vazifesidir” dedi.

 

 

 

Mahalle Bakkallarımız…

Bir anda  Türkiye’nin en ücra köşeleri dahil her noktada kurulan Zincir marketlerin, bakkal esnafının yok olması ve bunun sonucunda veresiye defterlerinin tarihe karışması gibi etkileri olmuştur.

Farklı isimler altında açılsalar da, zincir market yapısı aslında gıda piyasasında bir nevi tekel oluşmasına da sebebiyet vermiştir.

Aynı markanın kısa mesafelerde kurulu mağazalarında bile aynı ürünlerin etiketlerinde farklılıklar görülse de, günümüzde oluşan pahalılığın tek başına sorumlusu zincir marketler olamaz diye düşünenlerdenim.

”Keşke mahalle bakkallarımız kalsaydı, zincir marketler hiç olmasaydı” demenin şimdi bir faydası var mı bilmem ama geçmişte bu yapılaşmanın tehlikesine işaret edenleri ”Geri kafalı ve sermaye düşmanı” olmakla suçlayanlara bakıyorum da zincir marketlere ateş püskürüyorlar.

Tehdide varan hakaretleri bile işitir olduk.

Zaman her şeyin ilacıymış meğer bilememişiz.

 

 

 

 

YOKSULLUKTA BİRARAYA GELİNDİ!

Yoksulluk sınırı 25.364 lira olarak açıklandı…
Bu oranın altında maaş alan kimler mi var?
Hemen sıralayalım:
-Öğretmenler.
-Memurların neredeyse tamamı.
-Bakanlık müfettişleri.
-Başkomiserler ve Polisler.Uzman doktorlar.
-Hemşireler.
-Kamuda çalışan mühendisler.
-Teknisyenler.
Araştırma görevlileri.
-Kamu Avukatları.
Esnaflar.
-Asgari ücretliler.
-İşçiler.
-Emekliler.
-Çiftçiler.
Say say saymakla bitmiyor.
Keşke bu rakamın üzerinde alanları mı yazsaydık? Herhalde daha kolay olurdu.
Ne diyelim?
Küçük-Büyük hiçbir konuda bir araya gelemeyen ülkemizin çoğunluğu en azından yoksulluk konusunda ortak bir paydada buluşmuş oldu!
Öyle değil mi?

 

 

 

 

1 LİRA İLE NE ALIRSINIZ? 

“En büyük madeni para olan 1 lira ile alabileceğiniz iki şey söyleyin?”
Yukarıdaki soru, Siyasi bir arkadaşımızın  internet üzerinden takipçilerine yönelttiği bir soru.
Yüzlerce cevap ve yorum yapılmış sorunun altına.
Mesela:
-“Dört tane poşet alırım” demiş bir takipçisi.
Bir diğeri:
-“1 lira zaten 2 lira 92 kuruşa mal oluyor. Yani kendisini bile alamaz” demiş.
***
Verilen cevaplar arasında “Dilenciye verdiğinde hayır dua bile alamazsın” diyenlerden tutun da “Yazı-tura atabilirsin ancak” diyenlere kadar ilginç cevaplar da yer almış.
***
Espri içeren cevaplar bir yana yazılanları okuduktan sonra ciddi ciddi düşündük 1 lira ile nelerin alınabileceğini…
Tuvalete girmeye, bir tutam maydanoz almaya bile yetmiyor gerçekten.
Aklımıza bir tane mektup zarfı, bir yaprak fotokopi çektirmekten başka üçüncü bir şey gelmedi.
Sonradan öğrendik ki, zarfın da fotokopinin sayfasının da fiyatı çoğu yerde 1,5 lira olmuş.
Sonuç olarak en büyük madeni para olan 1 lira ile ne satın alınabileceğini bulamadık.
Bakalım siz bulabilecek misiniz?

 

 

 

Kaybeden Kim mi!

İdris hayat kadınının yanına yaklaşıp  ücretini sormuş.
Cevap 10 bin lira olmuş…
Bunun üzerine İdris : “40 bin lira veririm ama bir şartla” diye teklifte bulunmuş.
Kadın “Nedir o şart?” diye sorunca :
-“İşimiz bitince seni döverim”
Kadın düşünmüş iyi para. Kabul etmiş.
***
Ama bir yandan da yol boyunca durup durup soruyormuş “Ne kadar döversin?” diye.
Cevap vermemiş İdris…
İşlerini bitirince kadın tekrar sormuş “Şimdi beni ne kadar döveceksin?” diye.
İdris yapıştırmış cevabı:
-“Paramı geri alıncaya kadar!”
***
Şimdi!
Kimse kimseye durup dururken bedava bir şey vermiyor.
Kimse kimseye durup dururken bir mal ve hizmet değerinin 2-3 katı para vereceğini teklif etmiyor.
Eğer bu yapılıyorsa, bunun arkasında mutlaka bir aldatma ve kandırma, ya da yapanın büyük bir kazanç beklentisi oluyor.
Aslında…
Durup dururken bir şeye bedava sahip olan, aslında daha o anda kaybeden oluyor…

 

İlginizi çekebilir

30.08.2021 PAZARTESİ

30.08.2021 PAZARTESİ

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri