Ana Sayfa Yazarlar 31.08.2022 474 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Balıkta Bolluk ve Ucuz Fiyat Beklentisi…

Denizlerde yeni av sezonu dün gece 24.00 itibarı ile  başladı.

Aylardan beri itina ile hazırlıklarını tamamlayan tekneler, dün gece yarısı “vira bismillah” nidalarıyla denize açıldı..
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın genelgesi uyarınca yeni balıkçılık av sezonu, Akdeniz dışında tüm denizlerde dün gece itibarı ile 1 Eylül Perşembe, Akdeniz’de 15 Eylül Perşembe günü başlayacak.
15 Nisan’da başlayan avlanma yasağı, dün gece yarısı 4.5 ay süren yasak döneminde büyük tekneler bakımlarını tamamlayarak avlanmak için denizlere açıldı.
Yıllarını denize veren, yaşamının büyük bölümünü mavi sularda  geçiren deneyimli balıkçılar, bu sezon balığın hem bol hem de ucuz olacağı görüşünde. Lakin mazot ve diğer girdi maliyetlerinde geçen yıla göre olağanüstü artış oldu. Bunu dikkate aldığımızda; balığın çok ucuz satılmayacağı aşikar. Bir de kıt yakalanırsa cep yakması kuvvetle muhtemel. Eğer beklenen bol avlanma gerçeklemezse balık fiyatları daha da artacak, dar gelirli tüketici ancak uzaktan tezgahları izlemekle yetinecek.
Beklentiler gerçekleşirse, bol ve ucuz balık tezgahlarda yerini alabilir. Bu balıkların da başta palamut olmak üzere istavrit, mezgit, çinekop ve sarı kanat olması kuvvetle muhtemel.
Denizlerin prensi lüfer ile kalkan ve torik, zaten yıllardır çok pahalı. Dar gelirli kitlenin satın alabilmesi olası değildi. Aynı pahalılık bu sezon da olacak. Zira söz konusu balıklar, çok kıt yakalanıyor, onu da lüks lokantalar fahiş fiyatla satın alıyor. Gariban kitle kilosu 500-600 lira gibi uçuk rakamlarla müşteri bekleyen lüks balıkları nasıl alabilsin? Umarım tekne kaptanlarının öngörüleri gerçekleşir de yurttaş yıllardır özlem duyduğu ucuz balığa kavuşur.
Son yıllarda Karadeniz ve Marmara’da hamsi “yok” denilecek kadar az yakalandı. Denizlerin kirlenmesi, küresel iklimden ötürü su sıcaklığının artması, trol ve gırgırların denizin altını üstüne getiren ve küçük balıklara yaşama olanağı tanımayan avlanma biçimleri, hamsi ve diğer balık türünün gelişmesini engelliyor.
Hamsinin kıt avlanmasında giderek artan deniz suyu sıcaklığı önemli etmen. Soğuk suyu seven hamsi, ısınan Türk kara sularını erkenden terk ederek Gürcistan ve Rusya’ya göç ediyor. Kısa süreli avlanan yerli hamsinin ardından Gürcistan hamsisi tezgahlarda yer alıyor. Lakin yavanlığından ötürü hiçbir zaman yerli hamsinin tadını vermiyor.
Üç yanı denizlerle çevrili Türkiye’de kişi başına tüketilen balık miktarı en baba rakamla 6-7 kilogram düzeyinde. Bunun çoğunluğunu kafes balığı oluşturuyor. Oysa Avrupa’da kişi başına tüketilen balık miktarı 22 kilogram. Dünyada ise 16 kilogram.
Yarımada ülkesi olmasına karşın Türkiye’de avlanan ve tüketilen balık miktarının Avrupa ve dünyanın çok gerisinde olması düşündürücü…

İlginizi çekebilir

Şakanın Sonu KAKA Olunca!

Şakanın Sonu KAKA Olunca!

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri