Geçtiğimiz  hafta “Ordu’da evliliklerde arttı, boşanmalar da” başlıklı haberi, sanki her ikisi de aynı kefede yani “normal” imiş gibi okuyamadım!

Neden mi?

Çünkü biri normal, diğeri anormal statüde yer alıyor da ondan.

Normal statüde yer alan evlenmeyi gerçekleştirmek için kılı kırk yararak karar verip “Bir yastıkta kocayın” dileği ile nikâh masasına oturmayı normal saymayacağız da ne yapacağız?

Sonra da her ne kadar yataklardaki yastıklar artık bir değil iki tane olmuş olsa da, “kırkta bir olumsuz sebebi anlaşmazlık” sayarak vücuda gelen boşanmaları tabidir ki “anormal” hanesine kayıt eyleyeceğiz.

Bu durumda haberin başlığını normal olan evlilikleri bir kenara koyarak, “Boşanmalar arttı” diye değiştirmemiz gerekiyor sanırım!

***

Çok ama en çok ben diyeyim “kafa taktığım”, siz söyleyin “üzüldüğüm” konulardan birisi de nedir? Bilir misiniz?

Üniversiteler adına etkili ve yetkililerinin, fiziki mekanlar, çokça fakülteler ve öğrenci sayısı artışları ile övünürken, bir de üstüne üstlük, “Üniversitemiz, fakültelerimiz, yüksek okullarımız yöre esnafına, kalkınmasına büyük destek sağlıyor” diye de böbürlenmeleridir!

Dahası gençlerin hayata hazırlanmada son durakları olan üniversitelerdeki bilgi ve becerilerinin artması gerektiği gerçeği bir kenara koyularak hareket edilmesi…

Ezcümle; bu garabete kafayı taktığımız için irdelemeye devam edeceğiz. Ama şimdiden tek cümle ile net bir şekilde ifade edeyim:

“Üniversiteler için övünç kaynağı bilgi ve bilim adına sıralamalardaki yerlerdir.”

Var mı itirazı olan…

 ***

                                              SON SÖZ, CÜBBELİ’DEN…

Nam-ı diğer Cübbeli Ahmet Hoca, kütükteki kaydı ile Ahmet Mahmut Ünlü’yü seversiniz-sevmezsiniz!

Beni enterese etmez. Ben, güncelliği olan söylediklerinden bazılarının isabetliliğine bakarım.

“Namazımız doğru olsaydı, bugün bu hale düşmezdik” diyen Cübbeli Ahmet’in şu sıralar en dikkati çeken sözlerinden biri de, sosyal medyada tarifini herkesin kendine göre yaptığı zina üzerine. Ahmet Hoca; “Allah’ım bu zina edenlerin kuvvetlerini iptal eyle” diye dua ettiğinde, cemaatten biraz kısık da olsa “amin” cevabı gelince devamını şöyle getiriyor:

“Aman dikkat edin. Sonra piliniz biterse ‘Hoca bana beddua etti’ demeyin.”