Rahmetle ve Minnetle Anıyoruz…
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Gününü vatandaşların katılımının yeterli olmadığı bir ortamda kutladık…
Hain darbe girişiminin ilk yıllarındaki kutlamalarda; Cumhur İttifakı’ndan siyasiler, belediyeler ve STK’lar milletin heyecanına destek olmak ve aziz şehitleri anmak için günler öncesi hazırlıklar yapılarak o inancın diri tutulmasını sağlamaya çalışılırdı…
Cuma akşamı meydanı görünce kendi kendime sordum:
“Demokrasi ve Milli Birlik Günü, meydanın dışına taşan daha büyük coşkulu kalabalıkların katılımıyla kutlanamaz mıydı?”…
15 Temmuz, dünyada eşine az rastlanan milli bir direnişti…
Neyse uzatmayalım!..
Kendime sorduğum bu soruyu, her şeyi çok bilen ve başına buyruk tavırlarıyla “ortak akıl” kültüründen uzaklaşanların da kendilerine sorması gerektiğini ifade etmek istiyor;
15 Temmuz gecesi hayatlarını ortaya koyup,adeta “Ölümü yenen” gazileri minnet; şehitleri de rahmetle anıyorum…
MİLLİ MÜDÜR!
Sahi merak ediyorum, bizim Köyün Milli Müdürü Basına karşı Kör Sağır ve Dilsiz mi!
Beklide eleştirilere verecek cevabı olmadığı için “3 maymunu” oynuyor..
Hakkını yemeyelim Eğitimde başarı oranımız geçmişe oranla yükseldi.
Fakat bu başarıyı Dershaneler ve Okullardaki başı boşluk uygulamalar geride bırakıyor.
Özellikle dershanelerdeki çirkin görüntüleri defalarca kaleme aldık uyarılarda bulunduk ama ne hikmetse bizim koltukta oturan MİLLİ MÜDÜRÜMÜZ duymazdan görmezden gelmeye devam ediyor.,
Ne yalan söyleyeyim dershane sahiplerinin siyasi gücümü yoksa aklıma getirmek istemediğim bir ortak noktamı var bu işte bilemiyorum…
Yazdım yine okuyan bizi hesaba katan olmayacak çünkü Ordu’da Dershanelerin eğitim kurumu olmaktan çıkıp ticarethane olmasına karşı çıkıp koltuğu kaybetmek korkusu susturuyor çünkü böyle bir koltuğa oturmak herkese nasip olmaz.
VAGON YOLCULAR!
Geçtiğimiz günlerde Vali konağından başladım gazi Köprüsüne kadar kıyı gezintisi yaptım.
Yapmaz olaydım bin pişman oldum…
Pandem öncesi tenis cafede çay sohbetlerimiz olduğu için sık sıkı giderdim bayağı ara vermişim.
Kıyılarımız resmen siyasi ranta kurban edilmiş!
Hele hele yıllardan beri mücadelesini verdiğimiz Hızlı Tren’in yerine bir VAGON konulmuş maşallah zaman içinde artacak VAGON sayıları ile TRENİ aratmayacağa benziyor.
TREN’i bıraktık vagonları ile uğraşıyoruz ama asıl uğraşmamız gereken VAGONUNUN siyasi sahipleri ve perde arkası…
Benim takıldığım nokta bu aralar…
VAGONDAN burnuma çok kötü kokular geliyor!
Zamanı gelince Kokuları ve VAGONCULARIN Kimliğini paylaşırız dudaklarınız uçuklar!…
Götürrrrrrrrrr!!!
Seçimlere kısa bir zaman kala bakıyorum herkes kendi hesabının peşinde…
Kimisi siyasetini ticaretine katık etmenin…
Kimisi yaklaşan seçimlerde koltuk kapmanın iç hesaplaşmasının…
Ya da başka kişisel çıkarların…
Öyle olunca da…
Muhalefetsiz kalan Ordu…
Sahipsiz kalmaya açık hale geliyor…
Sahipsiz Ordu’da da…
İstedikleri gibi at oynatıyorlar…
Ve bu kentteki yeni doğan bebeğin bile ortak olduğu değerleri…
İstedikleri gibi, istediklerine dağıtıyorlar, harcıyorlar, yağmalıyorlar!
Bunları sürekli gündeme getirmesi gereken muhalefet…
Ya duymuyor, görmüyor, bilmiyor…
Çünkü onların da Ordu’dan öncelikli konular var…
Bırakın götürebildikleri kadar götürsünlerrrrr!
Becerikli Siyasetçiler!
Son yıllarda siyaset rant paylaşımı demek…
Bu işin partisi purtisi yok.
İster iktidar ister muhalefet olsun..
Yeter ki siyasetçi olsun…
Eski siyasetçiler bilir…
‘Bir bize, bir bana, bir bana, bir de bana’ diyen zekiler varken…
‘Bir bana, bir sana, bir ona’ diyenleri…
Kim seçer de bir yere getirir…
Kim önemli bir makamda görev verir ki…
Önce paylaşımı sonra koltuğa oturmayı öğreneceksin.
AĞAÇ DİPLERİ KÜLLÜK DEĞİL!
Çevreye dair hassasiyetini dile getiren okurumuz, özellikle ağaç diplerinin küllük gibiymiş gibi davranılmasına tahammül edemediğini söyledi.
Ülke olarak yeşil anlamında zaten kısır bir ülkede yaşadığımıza dikkat çeken okurumuz, özellikle şehirlerde oluşturulan yeşil alanlara daha çok sahip çıkılması gerektiğini dile getirdi. Buna karşın bu konuda sorumsuzca davrananların olduğuna işaret eden okurumuz; “Kaldırımlar üzerinde onca ağaçlar dikilmiş ve şehrimizi güneşin zararlı etkilerinden koruyorlar. Bize yaptıkları hizmetler karşısında bu ağaçlara özenle davranmalıyız. Ancak bazıları var ki, bu ağaçları küllük sanıyor. Ellerindeki izmaritleri bu ağaçların dibine atıyorlar. Ağaç diplerinde çok kötü bir görüntü oluşuyor. Hatta bu görüntüyü görenler ellerindeki ambalaj çöpleri bile oraya atıyor. Lütfen ağaçlarımıza sahip çıkalım onları koruyalım. Ağaçlarımızı sigara izmariti atılan yerler olarak görmekten vazgeçelim” derken haksızda değildi.
