Hemen hemen her gün tanıdık tanımadık birçok kişiyle,  Ayak üstü, sohbet ortamı, ya da tesadüf eseri bir araya geldiğimiz  birçok kişiyle konuştuğum sırada ister istemez konu ekonomiden önce siyasete geliyor.
***
Konuştuğum insanların çoğu siyasi tercihini hatta hangi partiye hayatta oy vermeyeceğini, hangi partiye oy vereceğini çekinmeden ifade ediyor.
***
İçlerinden çok azı renk vermesede yinede tavırlarından, söylenenlere karşı takındıkları tutumdan oyunu hangi partiye vereceğini az çok tahmin edebiliyorsunuz…
***
Sonuç olarak…
En azından görüp konuştuğumuz kişilerin büyük bir bölümü kime oy vereceğini söylerken, sadece birkaç kişi oy vereceği partinin ismini zikretmekten kaçıyor..
***
Sohbetimize katılanların arasında “Kime oy vereceğimi belirlemedim” diyen bir kişi yok mesela!
Konuştuklarım arasında “Ben kararsızım !” diyen de yok…
Hala oy vereceği partiyi tespit etmediğini söyleyip, “Daha seçimlere vakit var. Belirleriz bakalım!” diyene de rastlamadım.
***
O halde merak ediyorum bu araştırma şirketleri hem de yüzde 15-20’lerde olduğunu söyledikleri bu “kararsız seçmenleri” nasıl buluyor?
Bir tanesine bile rastlayamazken, bu araştırma şirketleri 2 bin kişi içinden 400 kararsızı nasıl bulup da çıkartabiliyor?
Hayret etmemek mümkün değil…
Ya bize “kararsızım” demeyenler onlara özelikle  “Kararsızım” diyor…
Ya da…
Araştırma şirketleri, “tahmin ettiğimiz oy oranı ile gerçekleşen oy oranı arasında çok fark olursa madara oluruz” düşüncesiyle bir kararsız kitle yaratıyor!