Ana Sayfa Yazarlar 4.10.2021 551 Görüntüleme
Temel AŞAR

Hayat ne uzun ne kısa sadece yaşadığın gün kadardır.

Yalandan KİM Ölmüş!

Halka anlattıklarınızın gerçek olması şart değildir. İnsanların beyni tembeldir. Bu tembelliği iyi bilin ve yalanlarınızı ona göre söyleyin. Tembel beyin yalanı çok daha iyi hazmeder. *** Bir yalanı sürekli tekrar edeceksiniz. Bunu yapınca halk o söylemin size ait olduğunu unutur ve kendi fikriymiş gibi inanmaya başlar. Küçük yalanlar inandırıcı olmayabilir. Söylediğiniz yalan ne kadar büyükse o kadar etkili olur.

–Halk büyük yalanlara, küçük yalanlardan daha çok inanır. Yalanlarınızdan da asla geri adım atmayacak, onları sürekli tekrar edeceksiniz. Toplumun beyni ancak bu yolla yıkanır. *** Hitler’in propaganda bakanı Goebbels’e ait sözler bunlar. Nazilerin yönetim anlayışında yalanın ne denli önemli bir argüman olarak kullanıldığını gösteren sözler aynı zamanda. Yalan, tarih boyunca ülke yöneticilerinin vazgeçemediği ve sık sık müracaat ettiği bir argüman olmuş… Öyle ki: yalanın sistematiği kâğıtlara dökülmüş, yöntemleri literatürlere girmiş. İlginç olan… Bunca tecrübeye rağmen, bugün hala yönetimlerin sık sık yalanlara başvuruyor olması. Daha da ilginç olan… Bunca yaşanmış örneklere rağmen insanların bu yalanlara hala gerçekmişçesine inanıyor ve savunuyor olması… Sonuç olarak: Günümüzde bile ne yönetenler yalan söylemekten vazgeçmiş, ne de insanlar yönetenlerin bu yalanlarına inanmakta direnmiş… Birileri söylemiş, diğerleri inanmış. Birileri söylemeye devam etmiş, diğerleri savunmayı sürdürmüş. Yalan, gerçeğin kılığına bürünmüş. Kısacası… Yalan, yönetenler için önemli ve son derece etkili bir enstrüman olurken, öte yandan yalan: aynı zamanda, sorgulamadan uzak önemli sayıda insanlardan oluşan kitleler için de inanılması ve savunulması gereken bir algı halini almış… Ne diyelim? İyi ki yalandan kimse ölmemiş!

İlginizi çekebilir

Kontrollü Normalleşme…

Kontrollü Normalleşme…

Tasarım | Fega Bilişim Teknolojileri