DOLAR
Alış:
Satış:
EURO
Alış:
Satış:
GBP
Alış:
Satış:
Kervan Öyle Dağınık ki!
Son günlerde ortaya konulan anketlere bakıyorsunuz, iktidar partisi oy kaybediyor…
Fakat ne gariptir ki…
Ana muhalefet partisinin oyu artmıyor…
Bu aslında CHP için sıkıntılı bir durum…
Zira…
Bu durum aynı zamanda iktidar partisinden giden oyların, geri iktidar partisine dönme ihtimali olduğunu gösteriyor.
***
Oysa dışarıdan baktığınızda; Anketlerde iktidar partisinin oy kaybetmesinin CHP’yi bir hayli keyiflendirdiği algısı yaratılıyor..
Fakat…
Aynı anketlerde CHP oylarının yerinde sayıyor olması, adeta umurunda bile değil…
Zira…
Partide “İktidar nasıl olsa düşüyor, ben iyisi mi yerimde durayım” havası var…
Sanki yol haritası “Ben iktidara gitmeyeyim, iktidar ayağıma nasıl olsa gelir” diye çizilip, planlanmış…
Hâlbuki…
İktidarın oy kaybediyor olması, ana muhalefet için bulunmaz bir fırsattır…
Ama gelin görün ki; CHP böyle bir fırsat yakaladığının farkında bile değil…
***
Şimdi gelelim bu tespiti neden yapma gereği duyduğumuza?
Elbette Ordu’da CHP’nin durumuna bakıp yapıyoruz…
CHP Ordu’da sıkıntılı…
Bunu bilmeyen yok…
Geçen gün CHP içinde saygın bir kimliğe sahip olan Cumhuriyet Kadını Ülkü Çimen ablamızın cenaze töreninde bile CHP’lilerin ayrı ayrı köşelerde gruplaştığını birbirlerin e selam vermemek için başlarını sağa sola çevirip görmezden gelen yöneticileri gördük.
CHP’nin 2 Milletvekili var onlarda birbirleri ile sorunlu …
Teşkilatlar ile Milletvekilleri arasında sorun var…
Kısacası, CHP’de herkes herkesle sorun yaşıyor …
***
İşin enteresan tarafı, geçmişte partide delege seçimleriyle başlayıp, kongrelerle devam eden, Kurultay ile birlikte ayyuka çıkan sıkıntıları, göstermelik de olsa ortadan kaldırma çabası yok…
Süreç adeta işin akışına bırakılmış…
Mesele sanki “Seçim zamanı gelince toparlanır” düşüncesine terk edilmiş.
Kervan öylesine dağınık ki, yolda düzeleceği falan da mümkün değil.
***
Halbuki eteklerdeki taşların dökülmesinin, “Ne yapıyoruz, nereye gidiyoruz böyle?” denilmesinin tam zamanı değil mi?
Ülkü ablanın cenaze töreninde gördüğüm manzara bana hala bazı şeyler için “tam zamanının” olmadığı zamanın geçtiğini gösterdi.