Oysa ne güzeldi yasaklardan kurtularak normal hayata dönüş sinyallerine adım atıp “salgın bitiyor” dediğimiz o günler…

Fakat  bir anda  vaka sayılarının yeniden yükselmeye başlaması aklımıza yasaklı günlere mi dönüyoruz sorusunu akıllara getirdi.

Hastalanan ve ölen sayılarının artışı, endişeyi de beraberinde getirdi.

Hal böyle olunca tepkiler ister istemez aşı olmak istemeyenlerin üzerinde toplandı.

Bazı ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de aşı olmayanlara çeşitli kısıtlamalar getirilmesi gündeme geldi…

Aşı olmayanlar, bu kısıtlamaların özgürlüğe müdahale olduğunu düşünüyor ve tepki gösteriyor.

Aşı olanlar ise, vaka sayısının da artması üzerine bu kısıtlamaların gelmesi yönünde alınacak kararları destekliyor…

Dün bir sohbet meclisinde geldi konu gündeme…

Israrla aşı olmak istemeyenlere bazı kısıtlamalar getirilmesi tartışılırken, sohbete katılan bir dostumuz; “Aslında meseleyi çözüme kavuşturmak çok kolay” dedi önce…

Biz nasıl olacağını sorunca da başladı anlatmaya;

“Aşı olmak istemeyenlerin yaş ortalamasının 18 ila 35 arasında olduğu söyleniyor. Aslında aşı olmayanları AVM ve Kafelere almasalar, sorun kökünden çözülür. Zira bu yaş grubu AVM  ve Kafelere gitmekten asla vazgeçmezler. İddia ediyorum, hemen gidip aşılarını olurlar.” dedi…

Belki espri yaptı, belki ciddi söyledi bilemiyoruz ama bu söylediği aklımıza da yattı doğrusu!

Hani bazen her aklımıza yatanı yapmak veya denemek isteriz ya bu fikirde yabana atılacak cinsten değil,belki aşı için çözüm yolu olabilir…